Sessizlik dirhem dirhem alırsa ömrünü
Sana bir adım daha yaklaşırsa yalnızlık
Birer birer giderse hayatından dostların
Anlamını yitiriverir tüm hislerinin ardındaki umutların
Tek kelime söylemek istesen tutulur dilin
İsyan dersin adına kavramlara inat
Kendini kandırırsın işte o anda
Sessizlik yudum yudum içer seni aslında
Kör kuyularda buluverirsin kendini
Yakmak istersin yıkmak istersin her şeyi
Kılı kırk yararak sormak istersin neden diye
Sonra sende susarsın.
Bazen kader dersin hırçınlaşarak
Anasına avradına küfür edersin
Dönülmez yollara saparsın bir an
Düşlerinde çaresiz kalırsın
Düşüncelerin seni intihara zorlasa da
Kıyamazsın o beş para etmeyen canına
Seni en çok yıkan kendindir aslında
Kendinle kavgandır bu kadar uzun süren
Bu kadar isyan kendinedir
Bu ne yaratana ne de kaderinedir
Kendine ve yok olmuş düşlerinedir
Umutlarınadır.
Bir türlü gülmemen kendinle iç hesaplaşmandır
Her aynaya bakışında kendinden nefret etmendir velhasıl
Kurduğun hayaller bir yana azalan umutlarınadır bu öfken
Ne yana baksan soğuk hayalin karşındadır
Yanaklarından düşen gözyaşları, düşlerindir
Artık küsmüşsündür bu hayata
Dünyanın bütün nimetlerini koysalar başucuna
Gözün görmez hiçbir şeyi
Hayatla kavgan olduğu her halinle beliriverir
Bakışında duruşunda her adım atışında ölüm seninledir
Aslına bakarsak tek gayen mutlu olmaktır bu hayatta
Aradığın mutluluğa koşmaktır ayaklarına inat
Ulaşamayacağını bilsen de koşarsın
Rüyan burada biter hayat başlar
Ve ansızın uyanırsın
Düzelmiş veya düzelebilecek hiçbir şey yoktur aslında
Tebessümü arayan gözlerinin, kapanmasını dilersin
Ölüme koşmak istersin puslu hayatından kopup
Belki mutluluğu orada tanırım diye
Yaşamak ağrısı o kadar muamma kutusudur ki
Önce yol verir sana sonra seni senden koparıverir
İşte yaşam bu kadar kahpedir
Baş başa kaldığında kendinle iç hesaplaşman sürmektedir
Sonra yine sessizlik keser umut yollarını
Sağır eder kulaklarını
Cevap bulamazsın bu anlamsız senaryoya
İşin garibi sen bu senaryoda bile susarsın
Issızlığa ısınıp; hayattan koparak.
Muammer Gündüz'ün Hiç, Hiç Oldun Mu? kitabından