Bu nasıl bir yaratık?
Duyduğuna duyarsız gördüklerine âmâ
Bakar ama görmüyor, bu nasıl bir yaratık?
Tehlikeli anlarda başını sokar kuma
Kendi yere girmiyor, bu nasıl bir yaratık?
Eşinir çukurlarda çürük dallara konar
Zalimi alkışlarken mazlumu kalkıp kınar
Bütün dünya düşmanken dostum diyene kanar
Esrarına ermiyor, bu nasıl bir yaratık?
Ağzı var dili yoktur ketum kalır ses etmez
Bencilliğe yeniktir kabul edip pes etmez
Akıl edip düşünmez, duygulanmaz, hissetmez
Kafasını yormuyor, bu nasıl bir yaratık?
Ya yolsuzluk, ya rüşvet, ya da bir yerden çalma
Savurkan mirasyedi herşey dededen kalma
Ahkam keser habire bilgi kulaktan dolma
Bir bilene sormuyor, bu nasıl bir yaratık?
Uyudu uzun zaman bütün bir asır olmuş
İlerlemek ne gezer işleri kısır olmuş
Biçare zavallıdır nefsine esir olmuş
Zincirini kırmıyor, bu nasıl bir yaratık?
Cayar iki adımda ifa etmez andını
İçi dışı başkadır bilemezsin fendini
Alemi araştırır unutarak kendini
Ona dili varmıyor, bu nasıl bir yaratık?
Uygar denen dünyada oluk oluk kan akar
Yanıbaşında patlar o bön bön topa bakar
Ruhu yok ilgilensin düştüğü yeri yakar
Çünkü onu vurmuyor, Bu nasıl bir yaratık?
Ozan Mikdadi