Ayna
Adam aynaya baktı ve dedi ki: “Sen, içinde
evrenler gizleyen bir cam parçasısın. Ne yöne tutulursan, o yönü içine alırsın.
Kendi yüzün yok. Kendine ait bir varlığın yok ve olamayacak. Hep yansıtansın.
Ama sen, yansıttığın şeyler de değilsin, yansıttığın şeylerden de… Gerçek kara
yüzünü, sırrının altında gizliyor, bize, olmayan bir sırrı aratıyorsun. Sen,
düz yüzeyde derinlikler illüzyonu yaratan bir sihirbazsın. Boyutunun üstüne
çıkan, iki boyutta üç boyutu yaşatansın. Ama tam da bu yüzden, yansıttıkların
hayalden öte bir şey değil. Sen de, kendisi bile olamayan bir yalancısın.”
Ve ayna, adama dedi ki: “Ben, hayali değil, gerçeği yansıtıyorum; çünkü,
yansıttığım şeyler, özde hayalden öte şeyler değil. Kendinin ve var bildiğin
evrenin, koskoca bir aynadaki hayallerden farkı olmadığını öğrendiğin zaman,
yalancının kendin olduğunu da hatırlayacaksın ki öğrenmek, basitçe hatırlamaktır.
Hiçlik boyutunun üstüne kurulan sen, kendini var zanneden ve tam da bu yüzden
yalancı olan bir hayalden ibaretsin.”
Ve adam, aynayı kırdı. Şimdi her parçasında, kendisinin ve evrenin bir parçası
vardı. Varlıkların çoğalan hayal/hallerine baktı. Hiçbiri birbirinin aynı
değildi ama aynı şeydendi. Ve kendine dedi ki: “Bu ayna, gerçekten yalancının
tekiydi. Hala da öyle/ler. Ama şu da bir gerçek ki, aynalar, ancak bakacak
birini bulunca yalan söyler.”
Ve adam, cam kırıklarına sırtını dönüp, “hayatına” yürüdü…
(
Ayna başlıklı yazı
KENAN KOÇ tarafından
23.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.