ey sevgili,
önümüzdeki her engeli aşmak
ve kalbimize atılan her çengeli
çıkartmak için bir çırpıda
geceyi gündüze gündüzü geceye kör düğümledim
alemde hayalindir gördüğüm,
canlı bedenimdir gömdüğüm.
ey sevgili,
sensiz geçen günleri üst üste koyuyorum şimdi
ne kadar sensizlik biriktirmişim hesap ediyorum
bu yürek nasıl dayanıyor bunca sensizliğe
nasıl ediyor akıl sır erdiremiyorum
ve soruyorum kendi kendime
-istifham sanatı yapıyorum-
dal yapraksız olur mu, gök mavisiz
ve ben sensiz olur muyum, diye
ey sevgili,
rabbim bilir geceler boyu neler çektiğimi
tırnağını çeker, kalbini söker gibi
kaç uykusuz geceyi birleştirip
aynı sabaha bağladığımı
güneşe yol verip karanlığa eyvallah ettiğimi
kim bilir dört duvardan gayri
gözyaşlarımla yıkadığım yastıktan
ve tırnaklarımla çentik attığım masadan gayri
ey sevgili,
şimdi sensizliğin allı pullu rozetini takıyorum yakama
belli olsun diye bendeki yokluğun
çokluk içindeki tekliğim, teklik içindeki kalabalıklığım
ayrılığın nişanesini büyük bir gururla taşıyorum
ayrılığını bile bile kutsuyorum
ömrümün şahanesini yokluğunda bile seviyorum
ey sevgili,
sensiz geçen günleri üst üste koyuyorum
karanlığı karanlığın üstüne, hüznü hüznün üstüne
kahrı kahrın üstüne
elde var hüzün yine bana, geride kalan
ey sevgili,
kahir bir çoğunluk ve yoğunlukla
sensizliği kusuyorum gecenin üstüne
sana yakamoz olmak varken ışıl ışıl
üzerine yıldız yıldız düşmek varken pırıl pırıl
kahroluyorum ve tel tel dökülüyorum
yokluğunun soğuk yüzüne ve de üstüne
cehennem bile ayazdır bana
sana kavuşmak ise
ezeli ve vazgeçilmez bir niyazdır
ve bu sensizlik b-elası bana azdır