o kadar derin bir aşk ile bağlıydı ki kadına adam
okyanuslar pek sığ kalırdı onun aşkının karşısında
gök bir el uzatımlık olurdu dağlar bir karış
mesafeler bir bakışla yakın olurdu
kilometreler onun sevdasına ölçü olurdu
tonla seviyordu, litrelerce aşıktı
ölçülebilirdi adamın aşkı
daha iyiye ve güzele doğruydu
o kadar muhteşem seviyordu ki adam kadını
yıldızlar saf saf oluyordu bu aşkın karşısında
çiçekler demet demet diziliyordu onun olduğu yolda
buram buram aşk kokuyordu adam
ve burcu burcu aşk soluyordu kadın
gözyaşlarıyla yıkanıp arınıyordu adam
5 vakit aşklanıyordu kadına
ve aklanıyordu
inançlı birer sevda mücahidi kesiliyordu
adamın gözleri başkasına haram oluıyordu
sözleri başkasına bayat...
adam kadına her dem taze sözcüklerle
sesleniyordu taze nefeslerle yaşam veriyordu
bakir bir yürekle seviyordu adam kadını
sevmemiş başkasını ve sevilmemiş başkalarınca
o kadar takdire şayandı ki bu sevda
adam bülbül ü şeyda
kadın gül i rana oluyordu
etraf cennet kesiliyordu
vakit asrı saadete eriyordu
bir kutsanmışlık vardı ikisinde
bir seçilmişlik
bir güzellik
bu dünya her kim seviyorum diyorsa
onları örnek almalıydı
aşkın yaşayan yüzleriydiler
gerçek yüzleri
o kadar mükemmel seviyordu ki adam,
kusursuzluk bile bir kusur olarak kalıyordu bu aşkta
dört dörtlüktü bu sevda
eksiksizdi
ölümsüzdü
güdümlüydü adamın sözleri kadının kalbine
gözleri kilitliydi adamın, gözlerinin ta içine kadının
kaçaktı bakışları adamın, firariydi sözleri
kadın adamın bu aşk dolu haline hayrandı
mayınlı bir yürekti sevdiği
bastı mı damarına infilak edecek
yaktı mı fitilini patlayacak bir bombaydı adam
derinliğine seviyordu adam
biliyordu çünkü en kıymetli
madenlerin
yerin en dibinde saklı olduğunu
ve kalbin en ortasında duruyordu kadın
bir elmas taşı gibi el değmemiş, kırata vurulmamış