Onbir ağustos Perşembe saat oniki,
Sensiz geçmeyen zamanın son vakitleri.
Şimdi kapı çalsa koşsam da açsam,
Ben geldim diye bağırsan girsen içeri.
Nasıl aradım ne çok özledim seni,
Tutmaya hasret kaldım beyaz ellerini.
Şimdi gelsen, sarılsan boynuma aşkla,
Doya doya seyre dalsam yeşil gözlerini.
Nasıl çıldırtır bilirsin beni kokusu,
O bembeyaz teninin ipeksi dokusu,
Ağustos sıcağında sensiz üşüyorum,
Gel de ısıt sensiz buz tutan yüreğimi.
On ağustos Çarşamba akşam üzeri,
Sensiz geçecek günün ilk saatleri.
Bir gün bile olmadı sensizim oysa,
Bana yıl gibi geldi her saniyesi.
Bir güne yakın süre ayrı kalmak senden,
Mahrum olmak sesinden, sıcak nefesinden.
Yıllarca hasret çekenler ne yapar bilmem,
Ben hiç sevmedim bu bir günlük sensizliği.
Belki tümden deliyim, aşkınla divane,
Nasıl çıldırdım bilsen, sensiz saatlerde.
Görüyorsun paylaşamıyorum seni kimseyle,
Senin de işin zor, bilmem ne yapacaksın benimle !!
Sen benim hayatım sen yaşam kaynağım,
Sen benim ışığım sen güneşim ay'ım.
Gör işte sensiz bir gün bile yapamıyorum,
Anlamı yok sensiz bir an bile dünyanın,
Tadı yok hiçbir şeyin hatta yaşamanın.
Gözlerinden öpüyorum büyük bir hasretle,
Seni çok seviyorum. imza; manyağın .