Bizim Boz Eşek
Kestim yelesinden, kuyruk
kılından.
Pekten tımar oldu bizim boz
eşek.
Kurtardım garibi eski
çulundan.
Yeni semer buldu bizim boz
eşek.
Hotumla bir banyo, açıldı
yüzü.
Bebe şampuanı; yakmadı gözü.
Bir ayna getirin! oldu ilk
sözü.
Karşıma dikildi bizim boz
eşek.
Pek hoşuna gitti; kuyruk
salladı.
Koştu hayvanları geçti
solladı.
Semere binmemi, baktı kolladı.
Döndü geri geldi bizim boz
eşek.
Türküler söyledi yanık
sesiyle.
Bütün yükü çekti o hevesiyle.
Semerinden sarkan üç beş
süsüyle,
Kahkahayla güldü, bizim boz
eşek.
Dikti uzaklara ayna gözünü.
Dile ezber etti sağ ol
sözünü.
Ahıra girmeden, çayır düzünü,
Tamamen belledi bizim boz
eşek.
Bir tekmede kırdı malum
sopayı.
Koşarak turladı yedi tepeyi.
Ayartı ağanın kara sıpayı,
Sosyetik takıldı bizim boz
eşek.
Baktı gökyüzüne; üç çifte
attı,
Yıldızlar döküldü ay yana
yattı.
Sanırım sevinci biraz abarttı,
Gök kubbeyi deldi bizim boz
eşek.
Köyün meydanında konseri
sürdü
Orkestra olarak köpekler
ürdü!
Dememe gerek yok herkeste
gördü,
Ovaya nam saldı bizim boz
eşek.
Sıpalarla gezmek, çok mutlu
etti.
Benim bu ikramım gönlüne
yetti.
Eyüp’ün gülmekten takati
bitti,
Tımar kadrin bildi bizim boz
eşek.
Eyüp Şahan
Ankara 21.4.2011