güneş hep başkalarına doğdu sevdanın kuzeyinde kaldın sen
yağmur serinliğinde bir su şıpırtısı geçit vermeyen bir nehir öyküsüydün hiç duyulmamış bozkır türküleri gibi tel olur mızrap olur parmak uçlarımda titrerdin esmerliğin dökülürdü çeşmelerden gözlerinde; yedi göllerin yedi rengi kıl çadırlar aydınlanırdı güzelliğinden bırak ellerinde kına kurusun sen kuruma Yasemen
yanık sesli bir geceydin kendi karanlığından ve kendi kaderinden korkan korktukça yeni bir acı doğuran kilimlere nakış nakış işlediğin acıyı saklardın kendinden oysa yağmur vurmuş serçeler gibi yine sırılsıklamsın kederden yine kanlı yaş dökülüyor zümrüt yeşili gözlerinden kara yazı yazılsa da alnına sen kara bağlama Yasemen
ne zaman sokulsam gölgene incecik bir dağ rüzgarı sevimli bir sincap ürkekliğiydin iki acemi hırsızdık döke saça kaçırırdık sevdayı telaşlı sevişmelerden bazen de gömü bulmuş gibi saldırır diş dişe et ete geçerdik ateş tünellerinden bırak terimiz soğusun sen soğuma Yasemen
zulüm oyy zulüm senden ırak olmak zulüm ben sesine bile hasretken kim bilir hangi sırrı dökülmüş ayna kana kana içiyor namahrem güzelliğini kim bilir kim tutuyor ellerinden adın okunmuyor nevruz ateşlerinde bağ bozumlarında yoksun gölgemiz çarpışmıyor çilek toplarken ben biçileyim her hasatta sen ağlama Yasemen
( Yasemen başlıklı yazı gölge06 tarafından 28.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.