Kurtların kuzu kılığında utanmadan ve korkmadan ortalıkta dolaştığı bir asırda yaşıyoruz. 


Her şeyin aktığı ve karıştığı bir nehirden su içiyoruz.


Havada her türlü duman ile karışmış oksijeni soluyoruz.


Yollar gerekli gereksiz her taşıtın fink attığı görünümde…


Bir şeyden eminim ki, yolunda gitmeyen bir şeyler var ve mutsuz toplumuz.


Avrupa heyecanı yok sporcusunda, yeniliyoruz.


Olimpiyatta kazanmak yerine orada olmayı marifet biliyoruz.


Hele birde reklamıyla gözde olan lüks evlere akın etmek son moda…


Mağarada oturmuyoruz, Avrupalı gibi yaşıyoruz, tıpkı ölünce hatırlanan bir dini yaşantısı gibi. Tek farkımız var, Avrupa’yı abartıyoruz. Bel altını sadece öğrenmişiz onlardan… Onların ne kuralları, ne de ahlaki sistemi içimizde yok!


Neşet Ertaş ölünce birazcık gençler tarafından türküler dinlenmeye başladı. Türküler içerik ve hikâye açısından özümüz. İçinde ne acılar var ne yanmalar ne ayrılıklar ve ne aşklar. Dinlenmeyen ve dillere düşmeyen bu sözler, unutulmaya ve geleneklerden kopmaya başlayan bir nesli bizim miras bırakmamız ne acı… 


Hep negatif sanmayın bu kelimeleri… Güzel olan şeyleri de hala yaşıyoruz. Eğer onlar olmasa, bu devlet bu millet nasıl ayakta kalabilirdi ki… Hala komşuluğu, kardeşliği, dostluğu pekiştiren, hoşgörüyü benimseyen, damarına dokunsan da şikâyet etmeyen sağlam bir toplumumuz var. Yunanistan’ın ekonomisinde başına gelenlerden kat kat fazlasını bizde gördük. Ama Yunan halkı gibide ayaklanmadık ve grevlere gitmedik. Ne acı sonuçlara göz yumduk, sineye çektik. Ya sabır dedik. Fakat nereye kadar… Eğer akanda yenende leş olacaksa-yenmez ve içilmez hale gelirse, isyan değil de iyi bir yol bulamazsak bu sefer gerçekten tamamen yok olup gideceğiz. 


İçimize bir heyecan, 


Kalbimize esinti,


Adımlarımıza cesaret lazım…


Yirmi dört saat çalışırız gerekirse, uyku haram olsun bize-Kurtuluş Savaşında olduğu gibi.


Düşün, konuş ve dinle ey okuyan dikkatlice!


Bugün görünen güneş sizi ısıtabilir ama önümüzde kış var. O kış ki yine güneşi göreceksiniz ama ısıtmak yerine donduracak içimizi. Bu tasvirde o ısıtan güneştir görünen günümüz ve yaşanan tablo… Donduran ise, tedbirsiz ve bir müdahalede bulunmadığımız yaşantımızdır, vaz geçemediğimiz alışkanlıklarımızdır.  


Madde âleminden kopmuş, sanalı reddetmiş, ele avuca değen hayırlı bir dokunuş ve bütünlük olmazsa, eski Yugoslavya’dan, Endülüs’ten beter oluruz Allah korusun! 


 


Haydi, zamandan, maddeden, ömürden israf etmeyen hayırlı bir nesil olmaya, olmasını sağlamaya…


Şikâyet etmek yerine, örnek olmaya! 


“Yaşanılabir”i masal çizgisinden alıp da göstermeye.


Nasrettin Hoca’nın eşeğe neden ters bindiğini anlamaya…


Artık öğüt almak ve vermek zamanı değil, içtenlikle yaşamak ve paylaşmaktır her anı.


Rufai’ler gibi şişi kendimize dokunduralım ve acıyı gerçekten hissedelim.


Dindar olalım, milliyetçi olalım, vatanımızı sevelim.


Çevremizi de içimizi de kirletmeyelim.


İnsanlarla ilişkilerimizi keserek vatanımızı hapishaneye çevirip yalnızlaşmayalım…


Yıktığımızı onaralım, yaktığımızı bina edelim.


Haydi, bu tembel uykudan uyanalım, yayladan gelen soğuk ve saf su ile yüzümüzü yıkayarak… Titreyelim!


15 Temmuz gibi bir dirilişi fırsat bilelim…


Ne yangından, ne tanktan, ne toptan, ne savaştan, ne düşmandan korkmayalım… Eğer korkacaksak, aşksızlıktan, Allah’ı unutan dilden, içinde ruhu olmayan ilimden, bizi her an şerre sevk eden nefisten, her şeye çare bulan ve kıyas yapan şikayetten, vatansızlıktan, göz yaşı döktürmeyen ortak acılardan korkalım.


 


Biz korkmak yerine korkuyu korkutalım…   


 


Saffet Kuramaz

( Korkuyla Yaşamak Yerine, Korkuyu Korkutalım başlıklı yazı safdeha tarafından 2.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu