Ey yar
Ömrümün takvimi sensin
Tel, tel dökülürken bakışlarımdan derlediğim
perişanlığımın resmi
Siyah geceye akan
Hüzün
Senli şarkılara örüyorum
Senli dünyamı
Hazana inerken hazin perde
Sararan yapraklar misali sürgün yerim sana
adak ettiğim sözlerden
Anla ki sevgili
Vaktin arafında küllenmiş bir şiir gibiyim.
İsraf ederek onca sözü takvimlerin
durdurulmaz suretinde
Kayboluşunu izliyorken gözlerinin
karanlığında yitiyorum
Kutsaldır tarif-i sevda kokulu nefesin
Râm olduğum her gece secdeme sessizlik düştü
an gibi
Sükût içinde duaya durduğum zaman gibi
Sen içre çarpmaya durur göğüs kafesim ..
Naz makamında inlerken bir ah-u efkâr
Bir Mecusi ateşine düşer suretim ey yar
Kavruk bir beşer söyleşir şiirin bam teli
yangın
Dilimin lisanına düşer ahkâr
Alevi gülistan eyleyen
Ey hilkatin Adı;
Cevrü cefamı görmez misin?
Söyle ey yar!
Durma öyle meşakkatli yol bildiğim yürek
Safayı sa'y ister gönlüme bir bahar
Heyecanı mucip bekler aşka ırak mı ahvalim
Soydum üryan bir duruşun sırrını yazar kalem
Yanmayan var mı Aslı Kerem misali? De bana ey
yar!
Meczupluk kalmadı mı Mecnundan bize?
Kim güzellik ister ki Yusuf’tan özge can mı
var Züleyha gibi dilbere?
Kaç efsunlu efsane okudum yâr gözlerinde...
Çölde Leyla susuz!
Şemsin ateşi değil mi Mevlana’yı İrfan
eyleyen?
İsraf bildim sen geçmeyen konuştuğum
sözlerimde..
Ey hakikat yüklü bulutlardan rahmet tecelli
ettiren Rabbim;
Bir bulutun süzgecinden geçtim
Öyle mahur bir haldir
Yüreğime yüklediğin sevda.
Şimdi aşka sür bendimi kararsın gökte ziya
kalmasın!
Söyle yar söyle geceye
Sen varken rüyamda
Güneş güne u'yanmasın
Bunca efkârı yüklenmişken yüreğim gözüme uyku
düşer mi?
Ki sitareleri astığın geceler değil mi aşk
bestelerini y/azdıran?
Merhemi derman sür sabahlara hasret geceleri
iç eder gözlerim!
Nuray AYHAN...