Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 28.01.2017
Okunma Sayısı : 1369
Yorum Sayısı : 4


O gün ve o günden sonra uzun süre odamdan çıkmadım. Kimse ile karşılaşmak istemiyordum. 
Ara ara evdekilerden birisi yanıma geliyor. Durumuma üzüldüklerini belirtiyor, ancak tepkim
nedeniyle artık hiç kimse başına bir şey mi geldi diye sormuyordu? Herkes uyuduktan sonra
sessizce çıkıyor karnım çok acıktığında yaşayacak kadar bir şeyler yiyordum. Tuvalete bile
herkes uyuduktan sonra çıkıyordum. Annem durumu anlamış olacak ki, yanıma gelişlerinde 
mutfağa senin için şu yemeği bıraktım gece yersin istersen diye söylüyordu. Çok asabi mizaçlı 
olan babam bile durumuma üzüldüğü için bir kaç defa kapıyı aralayarak "Oğlum yeter artık, 
şu odandan çık biraz " Diye söyledi.

Gece gündüz genelde uyuyordum. Ama her defasında gördüğüm korku dolu rüyalarla 
uyanıyordum.

İlerleyen günlerde durumum iyice kötüye gitmeye başladı.  Artık halüsinasyonlar, görmeye
başlamıştım. Gözümün önüne hiç tanımadığım insan görüntüleri ve nesneler gelmeye başlamıştı.
İnsan yüzleri çoğunlukla silik, bazen gözleri, bazen burunları ya da ağzı görülmez şekilde,
nesneler ise genelde zincir,  cop, urgan şeklinde görüntülerdi. En kötüsüde yavaş yavaş
o insan görüntüleri ile konuşmaya başlamıştım. Kesinlikle bir doktora görünmeliydim, ama
bu durumdan da hiç kimseye söz etmediğim için, böyle bir şansım olmadı.  Ayrıca bilemiyorum
o durumuma bu dönemde bir teşhis koyulabilir  miydi? Belkide aklını yitirmiş bu diyerek beni
akıl hastahanesine yatırmaya kalkarlardı. 

Sonra içime bir kuşku düştü,  sanki annem sürekli beni izliyor, durumumu fark ediyordu.
Ablamlarda odama gelişlerinde sanki bir şeyler biliyorlarmış gibi hissediyordum. Beni akıl 
hastanesine yatırırlar diye endişelenmeye başladım. Bu çok kötü bir şeydi, hayır kesinlikle deli 
falan değildim. Babamın kapıdan seslenişleri de son günlerde daha sıklaşmaya başlamıştı. O da durumumu biliyor diye düşündüm. Sanki düşündüğüm her şeyi okuyorlardı.

İlerki yıllarda bu rahatsızlığı bir kere daha yaşadım ve o zaman daha bilinçli olduğum için
araştırma yaptım. Meğer bu düşüncelerde halüsinasyon yani olmayan algılamalarmış.

İyice ileri boyutlara gelmiş olacak ki, artık uykuda bile düşünür olmuştum. Yani uyurken
düşünmek, beyinin çalışması, sürekli kulaklarım çınlıyor, zaman zaman uykudamıyım, değil
miyim bilemiyordum.

Bir taraftanda aileme ve özellikle anneme yaşattıklarım için çok üzülüyordum. Yaklaşık bir
ay sonra yine kendi çabamla biraz toparlanmaya başladım.  Kendimi şuna  inandırdım; 
Yaşamak zorundayım, ailemi bu kadar üzmeye hakkım yok, evet onlarla durumumu 
paylaşmayacağım, ancak üzmemek adına yavaş yavaş insan içine karışacağım. Bu konuda sürekli 
kendi kendime telkinde bulundum. 

Ayrıca okuldaki durumum ne olmuştu bilemiyordum. İki dersten son hakkıma girecektim. 
Sınav zamanı, hatta bütünlemeler bile geçmişti. Göz altında olmam mazeret sayılır mıydı? Sayılsa
bile bunu nasıl ispatlayacaktım? Her hangi bir şekilde doktora gidip, işkence raporu almamıştım.
Nereye götürüldüğümü, kimlerin götürdüğünü de bilmiyordum. Derin yaralarımı ise bir tek
Mustafa amca ve eşi görmüştü. Eğer okuldan atıldıysam, ya da atılırsam bu hem ailem için,
hem benim için ikinci bir darbe olacaktı. Mutlaka kendimi toparlayıp Eskişehir'e gitmeliydim.

O gün akşam saatlerinde babamın sesini duyar duymaz ilk defa herkes ayaktayken odamdan çıktım.
Önce mutfağa gittim. Annem yemek hazırlıyordu. Yanına yaklaştım ve anne ben de yemeğe geleceğim
dedim. Yüzüme baktı, sanki gözleri çökmüştü. Gözleri dolu bir şekilde peki oğlum aferin dedi.

Altmış dördüncü bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN
( Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru (Altmış Dördüncü Bölüm) başlıklı yazı Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret) tarafından 28.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu