Ele avuca sığmayan bir kızdın,

Yüreğimi açamazdım Asiye.

Say ki, kışta karşıma çıkmış yazdın,

Aşk şarabın içemezdim Asiye.

 

Ben evliydim, sen sözlü ya da bekâr,

Herkese ayva düştü, bizeyse nar,

Ne benden eş olurdu, ne senden yar,

Törelerden geçemezdim Asiye.

 

Entarinde çiçek çiçek nakışlar,

Tuzaktı öldürücü o bakışlar,

İçerimde ürperiyordu kuşlar,

Gözlerinden kaçamazdım Asiye.

 

Köyden göçtüğümde içim buruktu,

Yaslandığım duvarlar hep çürüktü,

Kolum tutmuyor, kanadım kırıktı;

Senin ile uçamazdım Asiye.

 

Dolaştım yurdun dağ, tepe, düzünü,

Kaybetmiştim, bulamadım izini,

Unutmadım cilve ile nazını,

Ahulardan seçemezdim Asiye.

 

Duydum artık çıkmazmışsın yollara,

Mavi boncuk saçmazmışsın ellere,

Senden ayrı renksiz geçen yıllara,

Bu kadar da acımazdım Asiye.

 

Muhittin Alaca

( Asiye başlıklı yazı Alaca tarafından 29.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu