Ana Yüreği
B.
Anadolu ismini koyduğumuz bu kutsal vatan binlerce ananın gözyaşları ve yetiştirdikleri yiğitlerin kanlarıyla yoğrulmuş aziz bir emanettir . Dünyanın en güzel yerinde , dünyanın en güzel topraklarında dünyanın en güzel anaları yaşar .
Heykeltıraş Derviş Özer Bey anlatır : “ 12 yıl önce ailemle tatile giderken bir sabah vakti Afyonkarahisar yakınlarında mola verdik . Mola verdiğimiz çay bahçesine bizden sonra üstleri perişan saçları sakalları birbirine karışmış birkaç kişi geldi . Oynamakta olan üç yaşındaki kızımı onlardan korumak için davrandığımda , bu adamların şehit cenazesi taşıyan köylüler olduğunu fark ettim ve işte o zaman kendimden çok utandım . Ben kendi çocuğumu onlardan korurken onlar da bu vatanı korumak için bir çocuklarını kaybetmişlerdi . Bu utanç ve mahcubiyetle bir şehitler anıtı yapmaya karar verdim . “
Heykeltıraş , kurumuş bir sedir ağacının dallarına 1980 den bu yana PKK ile mücadelede can veren tam 6 bin küsur şehidin künyesini asmış . Kızılcahamam’daki bu şehitler anıtı 2009 yılının 29 Ekim’inde (Cumhuriyet Bayramı ) törenle açılmış . Heykeltıraş diyor ki “ Bu künyeleri makinede basma işi tam bir yıl sürdü . Bu künyeleri yazarken çok ağladım . Bir daha bu ağaca şehit künyesi asmak istemiyorum . Yeter artık , analar ağlamasın “
Anadolu’da bir kavak cinsinin adı nedir bilir misiniz ?
Yaprakları kalp şeklinde olan bu kavağın en önemli özelliği havanın en durgun olduğu saatlerde bile yapraklarının hışırdamasıdır . O kalp şeklindeki yapraklar tarifsiz bir kederin , sevginin , hasretin , heyecanın tercümanı olarak devamlı hışırdar .
O kavağın adını “ Ana Yüreği “ koymuşlar . Anaların yüreği gibi hışırdar durur . Kıpır , kıpır ..
Bir Çanakkale gezisinde on bin şehidin gömülü olduğu bir şehitliğin kenarında arkadaşlarımızdan biri Kur’an okurken yere çömelmiş ve çok duygulanmıştım. “Nerede bu şehitler”diyordum ki birden ayaklarımın dibinde toprağın içinde küçücük bir kemik parçası gözüme çarptı . Onu heyecanla alıp cebime koydum ve hala saklarım .
Cennetle müjdelenen , dünyaya tekrar dönme izni verilse bile tekrar şehit olmayı arzu eden ve yüce Allah’ın en sevdiği misafirleri olan bu yiğit insanlar “can “ denilen en değerli varlıklarını kaybetmekten memnunlar ama ya arkalarında bıraktıkları analar … O anaların kalbindeki şifa bulmayacak yaraların acısı hiç dinmiyor .
Kızılcahamam’daki çam ormanlarının eteğindeki kuru sedir ağacının üzerinde binlerce zincirli künye , şehitlerimizin aziz bir hatırası olarak rüzgarda salınırken yakındaki bir derenin içinde dizili kavaklar onları seyredip ağlıyorlar .
(
Ana Yüreği başlıklı yazı
A.Müfit KUTLU tarafından
28.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.