Kaçıp gitme
sevgili, yol bilmez benden başka.
Koysan da bana
engel ben bilmez senden başka.
Köze döndü
yüreğim tutsak oldum bu aşka?
Söz geçmeyince
kalbe, can bilmez candan başka.
Mecnun’um
dalsam çöle, Leyla gerek bu aşka,
Ararım da bir
vaha çöl bilmez günden başka.
Yol bekleyen
gözlerim küser oldu bu aşka,
Akmasa da
yaşlarım hâl bilmez gamdan başka.
Hasta düşen
bedenim isyan eder bu aşka,
Doktor doktor
gezerim, tıp bilmez fenden başka.
İnadına mı
yaptın, umut verdin bu aşka?
Ağır oldu
bedeli dert bilmez sondan başka.
Az da olsa bir
umut bulamadım bu aşka,
Ölüm gelse
kapıya kalp bilmez ondan başka.
Ne sabır kar
ediyor, ne yalnızlık bu aşka,
Yolum düştü Veli’ye,
Pir bilmez dinden başka.
Rüyamda,
hayalimde ömür verdim bu aşka,
Hesap sorsam maziye
gün bilmez dünden başka.
Danıştım çok
bilene: Bir salık ver bu aşka,
Anlattım salya
sümük, dost bilmez cemden başka.
Dur Falcı! Söyle
bana: Ferman var mı bu aşka?
Ne kavuşma, ne
umut, fal bilmez cinden başka.
Durup bakma
uzaktan gel, sahip ol bu aşka,
İsterim bir
gül bana, yar bilmez kinden başka.
Hak mıdır
bunca emek çile dolu bu aşka?
Umut aradım
dağda, dağ bilmez nemden başka.
Meylere dalan
Macit çare arar bu aşka,
Bel bağlamış
şaraba, mey bilmez demden başka.
Mehmet Macit
05.03.2017
Dikili/İzmir