Behçet söylüyor yalan, Necdet döküyor nalan
Baharda kar yağıyor kalpler yaşarken hazan!
İyi kötü yan yana bakışıyor düşmanca
Söz dalaşı başlıyor, her asırda ferman da!
!…
(Şerli dile uçacak balon o kadar çok ki
Burnu havada gezen baron o kadar çok ki!)
!…
Hadi ya,
(İyilik dolu sözde beyan o kadar çok ki!)
Neren doğru ki şaşkın, oluyorsun tepkili
İçinde rüşvet dolu geliyorsa tepsili
…!
Yapma ya,
(Şirret yüzüne vurmuş azan o kadar çok ki!)
Desene senin mi var benim mi taş dikili
Söyle, tarlan mı var ki kafa tutacak ekili
…!
Nedir bu,
(Asla denmeyen dilde kalan o kadar çok ki!)
Şerliyse atsam tohum ne gerek var tarlaya
Ölmek var şeytan gibi de zırlaya zırlaya
…!
Öyle ha,
(Sinir harbinden davul çalan o kadar çok ki!)
Ayaklarımın altında dünya ezer geçerim
Habersiz büyüdüyse sırrın keser biçerim
…!
Yuh yani,
(Aşk deyip de, ettiği ilan o kadar çok ki!)
Ölümden korkuttuğum mu var ki, o vuslattır
Sevgiliye kavuşmak, kalbe sonsuz murattır
…!
Nesin ya,
(Umursamaz görünüp gülen o kadar çok ki!)
Yok olup gideceğim nasılsa eğlenmeli
Felekten bir gün çalıp dans edip tepinmeli
…!
Duayla,
(Bu son dileği ilan eden o kadar çok ki!)
Ne biliyorsam tebliğ ettim görevim bitti
Doğru yolu elinin tersiyle o an itti
…!
Ha… Ha… Ha…
(Bu gülmeye aldanıp dalan o kadar çok ki!)
Etme dua falan da, mutlu eder ya yalan
Korkmuyorum üstüme gelse de bin heyelan!
…!
Vah ki vah!
(Can çıksa olur pişman, nalan o kadar çok ki!)
İstese de dönüşü yok, sonsuz kez sarar zarar
Yalnız başına kalmış, yok mu der tek bir yarar
…!
Saffet Kuramaz