ÇOCUK PENCERESİ
Toraman bir
bakışla seyrederdik dört yanı
Bir yetim
pozum kaldı çocuk penceresinde
Gülücükle
yerinden oynatırdım devranı
Sevincim,
nazım kaldı çocuk penceresinde
Ardımıza
bakmadan nice kırdık, kırıştık
Maraton uzun
sandık, kendimizle yarıştık
Beden
kocaman oldu, saç sakala karıştık
Velâkin özüm
kaldı çocuk penceresinde
Bir türlü
bulamadık yeter denen durağı
Cüzdanlara
dikildi insanlığın direği
Yaşam
dediğimiz şey kirletirken yüreği
Nurani yüzüm
kaldı çocuk penceresinde
Hep o safi
gönülde kalmak idi niyetim
Yirmisinden
sonrası kayboldu hürriyetim
Kervan
çekmez hazinem, malım mülküm servetim
Koyunum
kuzum kaldı çocuk penceresinde
Her saniye
pervasız ömür satarken kervan
İlim
kitaplarını terk etti artık irfan
Her nereye
dokunsam iki mevsimlik insan
Baharım,
yazım kaldı çocuk penceresinde
Madrabazlar
aşk diye gösterirken deriyi
Daha kârlı
zannettik ötelerden beriyi
Vicdani
pusulalar hep gösterdi geriyi
Kirpiğim
gözüm kaldı çocuk penceresinde
Bir dünyamız
var idi, sokak kadar ev kadar
İçindeki
heyecan kaf dağında dev kadar
Huzurun tüm
külfeti elli gram sev kadar
Lezzetim
hazım kaldı çocuk penceresinde
Gün be gün
çıkmazlarda basarken bizi cinnet
Kaçacak yer
koymadı kuşattı arzu minnet
Çocuk gibi
baksaydık, Dünya olurdu cennet
En güzel
çözüm kaldı çocuk penceresinde
Ahmet Çiftci