Griler
Hep griler sürdü sefasını
Siyahla beyazın savaşının
Onlar ne siyah, ne de beyazdılar
Ne soğuk, ne sıcak
Her mevsim ayazdılar
Siyahlar vuruştular
Beyazlar vuruştular
Onlarsa hep köşelere savuştular
Kan taşıdılar beyazlardan siyahlara
Kin taşıdılar siyahlardan beyazlara
Ateşe gaz döktüler
Fitne uyumadı sayelerinde
Siyahlar öldüler
Beyazlar öldüler
Korkak tavşanlar gibi
Onlar hep yaşadılar
Siyah ve beyazlar ağlarken
Güldüler hep griler
Belki destanlaştı siyah ve beyazlar savaşlarında
Belki haklıydılar
Belki hepsi cengaverdi
Amma tarihi hep griler yazdılar
Griler oldu hep kahraman
Siyahlar hain
Beyazlar hain
Bitince savaş çıktılar köşelerinden
Yoktu ayakta kalan ne bir siyah ne de bir beyaz
Çoğu ölmüştü belki bir hiç uğruna
Geride kalanların
Hepsi yorgun
Hepsi vurgun
Griler fırladı meydanlara
Onlar hep azdılar
Ellerinde çağın en kahpe icatları
Dulkarının çocukları
Hiram'ın çırakları
Darağaçları kurdular siyah beyaz umutların üzerine
Ölmüş siyah ve beyazları astılar her şafak vakti
Kurşuna dizdiler renklerin en asillerini
Giyotinde doğradılar gök kuşağını
Onlarındı artık meydanlar
Onlarındı hakimiyet
İçlerinden türedi bir sürü sahte kahraman
Kafataslarından ehramlar kurdular
Ve bir gözyaşı ve kan deryasına kurdular saltanatlarını
Siyonun pentagramını bastılar ufuklara
Kutsadılar kahramanlarını tanrıları adına
Tanrıları da kendileriydi aslında
Eğilmedi başları güçten başkasına rükû ve secde için
Zünnar çıktı cübbelerin altından
Kippaydı takkeleri
Çok yıldızlı paçavraların sallandığı denizaşırı ülkelerde yaşayan
Efendilerine eğildiler salya sümük
Yalancı cennetlerinde hep azdılar
Kan içtiler
Can yediler
Kusmuk denizlerinde sızdılar
Griler
Ne siyahtılar
Ne de beyazdılar