Karaköy vapurunda rüzgara karşı
Güverteye vuruyor dalgalar
Dümeni cevizden bir gemi geçiyor yanımdan
Siren sesini dinliyor martılar
Ben Orhan Veli’yi dinliyorum
Boğaz karşımda
Güneş Galata’nın ezberini bozuyor
Eylül sonlarında bu akşam üstü
Bolivyalı bir kız var gemide
Mızıkayla tarıyor saçlarını
Tınısında martılar kanat çırpıyor
Deniz bir peri kızı bu saatlerde
Yine de kız kulesine bakıyor
Kuleli görünüyor bütün ihtişamıyla
Şiirler aklıma geliyor
Çayımı yudumluyorum
Ve Milena ve Kafka
Biri çek biri Alman
Boğazın iki yakası gibi etkileyici
Sonra keşke diyorum
Nazım burada tutsaydı Piraye’nin elini
Yoksa bırakır mıydı hiç
Deniz boğulsa,su kurusa
Bırakır mıydı elini
Haydar Paşa’yı gösteriyor pusula
Ve yabancı uyruklu vapurlar
Dizilmiş kıyı boyunca
Pia’ yazısını arıyorum paslı yüzlerinde
Atilla İlhan geliyor aklıma
Şairlerde olmasa!
Yaşamak ne güzel diyorum
Tıpkı ölüm gibi
Ölen şairler gibi