Belirenin, belirecek olana karşı koyan direnç tepkisi vardır. Bu tepkinin sosyal dildeki karşılığı put kavramıdır. Direnç, dinamik olmayı da ele verir iken, sosyal gelişme içindeki dinamik firen kilitlenmesi olabilmektedir. Önce olanın sonra olana tepkisidir. Geçmişin, geleceğe tepkisidir. Kesikli olanın sürekli olana, tepki koyuşudur. 

Burada önemli olan şu. Bir sürecin büyümeye, değişmeye, dönüşmeye, eğilimi vardır. Aynı sürecin büyümeye, değişmeye, gelişmeye karşı direnci de vardır. Firen etkileri nedenle süreç istediği kadar büyüyüp gelişemez. Ve firen etkilerine karşı olan eğilimin, biraz fazlası kadarla de büyür. Bir süreç kendisi ile aynı kalmak ve kendisiyle aynı kalamamak çelişkisiyle baş başadır. Kendisiyle aynı kalma eğiliminin biraz fazlası olan enerjiyle dinamik ve akışkan olur. Sistem geri bağlanım yasasıyla aynı kalmak ister. Geri bağlanım yasası içindeki ileri geri fazlı olay niceleyicilerle büyür.

Put, bir önceki El geleneğinin daha sonraki niceli El salınımlı belirimlerine karşı olan dirençleridir. Şimdiki sentez ile olan El’in, geçmişteki kendisi olan; tekil, monark, kabileci El’e, put demesidir. El geleneğini, şimdisi içinde daha önceki boyutu ile tutan muhafazakârlıktır.

Muhafaza edilen kimi imge (korunan kimi imge) yeni sistem dinamiği içinde bağıntılı olamamakla işlevsizdir. İşte yeni içinde işlevsiz olan ya da yeni işleve dönüşeni kavrayamayan özne oluşlar; eski anlamı ya da işlevi yontu simgeler, muskalar halinde görüntüyle somut hale getirirler.

Muhafaza da sistemin dinamiği içinde, firen ilişkileri de sistemin dinamiği içindedir. Bunlar neyin önce neyin sonra olduğuyla ilişkisine göre istenmeyen firen ilişkisi ve istenmeyenin muhafazası olurla.

Örneğin; ön ittifakı süreçten özel mülkiyetçi sürece geçerken; kiminin malının mülkünün olup; kiminin malının mülkünün olmamasını öngörülür. Böyle öngörülü mantığın düzenine göre süreçte tek takdir eden iradenin mutlak olması ve muhafaza edilmesi doğrudur.

Süreç, tekil irade düzenleşimi içinde; varlıklı olanın yokları üzerine hüküm ve adalet muktedirliği içinde olmanın, özel mülkçü yapılaşmasına göre düzenlenir Bu tekçi düzenlenir boyut kendi eğilimli niceleyiş durumlarını ele verir. Bu niceleyiş mülkün büyüme eğilimi ile büyüme eğilimi olanın çevreyi egemenliği altına alıcı süreç sentezlerine dönüşmektir.

Sentez süreçleri, başka monark (tekil) El muktedirliklerini içerir. Yeni sentez her bir farklı tekil iradeleri içeren oligarşidir. Oligarşi; takım erkleri ya da monark erkleri olmakla iradenin tekil kullanımını değil de iradenin birkaç muktedir eliyle kullanılıp tek ağızda söylenmesi olur.  

Yani oligarşi bir önceki süreç içinde meşruiyet olan tekçi, monark ve mutlak iradeye karşıdır. Yani tekil takdirli olan bir önceki sürecin meşruiyet anlayışı; yeni sürece göre bağıntı ilişkisi olamaz. Tek takdirli irade sentez süreç içinde istenmeyen, firen ilişkisi olmakla kafa putlarını, ya da kafa putunu oluşur.

İşte ilk köleci inşanın ya da önce olanın sonra olan oligarşi sentezli süreçlere dönüşen zamanına karşı dikilen tekçi irade oluşla tanınan El yontuları oligarşiye ya da daha sonranın her bir sentez süreçlerine karşıdır. Çünkü oligarşinin bir danışma meclisi olma tartışması çok kişi için yorucu, anlaşılmaz ve çok daha fazla firen ilişkili olması nedenle tekçi irade putlarına sığınması olmaktadır.

Hâlbuki süreç tekli ve çoklu irade kararlarını gerektiren durumlarla karmaşan bir entegrasyondur. Konsültasyon gerektiren durumda tekli irade gerekmezdir. Şoförlük gibi tekli irade gerektiren durumda da, konsültasyon (görüş alışverişi) gereksizdir. Her durumda konsültasyon istemekte; her durumda tekil irade istemekte; istenmeyen firen ilişkisi olmakla kafa putlarının muhafazası olurlar.

Tek iradeli mutlak olan El’in, konsültasyon yapan; çok iradeli ortak kararlar alan oligarşin El ile savaşı; oligarşin El’in geçmişi olan tek iradeli El le put savaşıdır. Oligarşin olan El’in, şimdisi içinde tekçi olma kavgası da Tagut oluş savaşıydı. Put savaşı, yeni olanın kendi eskisiyle kavgasıydı. Eski olan başkasının eskisi değildi. Yine kendisinin eskisiydi.  

Tagut olan da başkası değildi. Yeni olan oligarşi konsensüsüne karşı, mutlak ve diktatör olmak istemekle; yeniden tek iradeli El olmak isteyendi. Tagut oluş iki açıdan beliriyordu. Birinci tür Tagut oluşta, üzerine mal mülk takdiri olmadığı halde; sanki üzerine mal mülk takdiri olmuş sasına El gibi mal mülk sahibi olmakla keyfi takdir eden, El’e benzemekti.

İkinci tür Tagut oluştaysa araya oligarşi, süreçler girmiştir. Mal mülk sahibi olma ortak özelliği nedenle yetki de irade de görüş alışverişine dönüşmekle oligarşi bir yapı ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu yapı süreç oligarşi ve aristokratiktir.

Yapı oligarşi ve aristokrasidir çünkü mülkü olmayanlar yetki, bu tür malı mülkü olan soylu meclisin irade paylaşımlı görüş alışverişi içinde yoklardır. Ama oligarşi iradeye karşı malı mülkü varmış gibi irade kullanım ortaklığı istemeleri bir Tagut oluştur. Oligarşi içinde oligarşi üzerinde irade sahibi olmak isteyenlerin de sosyal dil içinde sıfatları Tagut ’tu.

Eski El’in, yeni El ile olan savaş süreci de yine El’in kendi çelişkisinden yansımadır. El’in kendi oligarşi yansımasıyla savaşıydı. Çünkü El yeniyi de eskitiyordu. Bu nedenle yeni de kendisini El’ler üstünde mal mülk sahibi olmakla görmek istiyordu. Mutlak El, olma iddiasında bulunmaya da Tagut deniyordu.

Put kavramı El’in El ile savaşı olmakla şimdi olana göre, önce olanı. Şimdiki senteze (tevhide) göre, sentez ürünü (tevhit ürünü) olmayanı belirtir. Eskinin yaşam sal, geleneksel ve düşün sel bağlamlı sistem oluşunu sembolize eden anlam ve anlatımdır.

Bağıntısı olmayan eski anlam ve anlatımları şimdi içinde simge eden anlayış put durumdu. Somut ve soyut evrimle oluşan direnç noktalarını yeni içinde eski soyut anlamıyla muhafaza eden tutum put olur durumdu. Yeni süreç bağıntılı iradeler karşısına; tek ve keyfi oluşla mutlak El takdirli ilk El biçimini temsil eden, ima eden somut yontularla, simge giyim kuşamla imge edilme şekilleri de birer kafa putu olucu durumlardır.
( El Kavgaları 2 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 2.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu