Gönlüm düştü esmere, esmer halden anlamaz.
Gül serdim
yollarına, esmer gülden anlamaz.
Dil döktüm
günler boyu, esmer dilden anlamaz.
Küskün kalıp
gönlüme özlem ateşi yakma.
Kibirli
bakışların sana yakışmaz güzel.
Merhametsiz o kalbin
sade sana mı özel?
Sarılalım aşk
ile düşmeden yere gazel.
Vurgun yedi
yüreğim, bari sen kurşun sıkma.
Bir merhaba
nedir ki? İsterim sana varmak,
Aşarak
engelleri seni coşkuyla sarmak,
Tanrı’nın
bahşettiği aşkın sırrına ermek,
Yangın düştü
özüme, beni sensiz bırakma.
Yok mudur şu
dillerim? Bilmez ki güzel sözü.
Söz bilmeyen
bu cahil aslında masum kuzu,
Bu meyanda
şaşırıp eline verdi kozu.
Kırgın olan
hangimiz? Kendini naza çekme.
Hatalar kul içindir,
kusurumu sen affet.
Diliyorum
Allah’tan bana olasın kısmet.
O biçimli
lebini, hazla lebime vakfet.
Dargın durup
kalbimde gönül sarayın yıkma.
Bağlandı elim
kolum çözüm sende ey aşkım!
Biçare kalan
canı sana kurban say aşkım.
Sağır dilsiz
değilsin, feryadımı duy aşkım.
Sürgün edip
deryaya, kendin karaya çıkma.
Derdini söyler
Macit, bil ki sende çaresi.
Kanayan
yüreğimin şifa bulsun yarası.
Usandırdı
beklemek, soldu gözüm karası.
Durgun akan su
gibi sessizce durup bakma.
Mehmet Macit
25.06.2017
Dikili/İzmir