Durup dururken bir adam bir kadına böyle iltifat eder mi?
- Domates soslu makarna yiyişine hayran
olduğum.
Tek tek ele alalım kelimeleri: domates, sos, makarna... Ne alaka? Oluyor işte insan sevdi mi domates, sos ve makarna sevgilinin dudağında domates soslu makarna oluyor ve tadına doyulmuyor.
Bu kadar mı lezzetli olur?
Bu kadar mı güzel görünür?
İnsan sevdi mi adam gibi inanın sevdiğinin her şeyi güzel görünür.
Ayran içişine değin sirayet eder bu güzellik.
Yan bakışına...
Dudak büküşüne...
Dünyanın en güzel aşçısı olsanız ne yazar ki?
En güzel yemeklerini pişirseniz...
En güzel şekilde sunsanız...
O yemeği tek yiyorsanız tatsız tuzsuz bir şey olur kalır.
Eğer sevdiğinizle yiyorsanız tatsız tuzsuz da olsa o yemek en lezzetli yemek olur.
Tuz yerine biraz gülüş serpersiniz.
Şeker yerine sevgilinin kendisine bakarsınız.
Bir tutam ince söz sarf ettiniz mi?
Bir demet okşayış...
Bir deste zarafet kattınız mı?
İşte o vakit benim gibi sizlerde sevdiğiniz kadına:
- Domates soslu makarna yiyişine hayran olduğum. diye seslenirsiniz.
Hele bir çay içişi var ki, âlem görse kalbini kaptırır.
Hele bir tatlı yiyişi var ki, âşık olmamak elde değil!
Güzellikleri yazmayı o kadar ihmal etmişiz ki! Daha da kötüsü bu güzellikleri yaşamayı o kadar unutmuşuz ki!
Yürüyüşünü sevin.
Ses tonunu...
Kulağını sevin.
Ellerini...
Kaşlarını...
Kirpiklerini...
Olmadı göz yumuşunu sevin.
Burun kıvırışını...
Ama sevin illa ki!
Su içtiği şişeyi alıp saklayın.
Bakışını toplayın.
Sevişini biriktirin.
Kahvaltıya gidin; çupra yemeye ya da...
Olmadı kalbinizi katık edip sunun onun gönlüne.
Birazcık güzelliğinden sürsün üzerine o katığın.
Size takılışına takılmayın...
Laf çakışına bakmayın.
Yüreği dolu olan sevdiğine kızar, sitem eder, serzenişte bulunur. 'Beni daha fazla sev!' der. 'Beni umursa!' Ve her şeyi geç bana değer ver! diye alenen haykırır.
- Domates soslu makarna yiyişine hayran olduğum. dersiniz. O da kocaman bir yürek olur ve sizi sarıp sarmalar. Onunla her şey güzel gelir size. Yağmurda gezinmek kol kola...
Karlarda debelenmek sarmaş dolaş...
Suda taş sektirmek...
Kayan yıldızları yakalayıp dilek tutmak...
Soslu makarna yemek...
Ve içini aşikar kılacak şekilde bakmak...
Gözleri su gibi olur o an, içmek istersiniz dudağınızı yaklaştırıp...
Dudağı abı hayat olur kana kana o dudaktan susuzluğunuzu gidermeyi düşlersiniz...
Yan yana yürüdüğünüzde taşlı yollar bile çiçekli gelir size.
Bindiğiniz şehir içi minibüsler bile yaz günü klimasız da olsalar çekilir olur.
Çekirdek çıtlatıp kabuğunu yere atanlar bile size pek de itici gelmez.
Çünkü siz onun dışındaki herkese ondan aldığınız sevgiyle bakarsınız. Ve bu bakışta asla sahtelik yoktur. Samimiyet vardır, harbilik vardır.
- Domates soslu makarna yiyişine hayran olduğum. diyebileceğiniz biri olsun hayatınızda. Sizi uyuz edecek, size gıcıklık verecek birisi...