KÜÇÜĞÜMSÜN

 

            Tuttum kolundan, gözlerinin derinliğine bakarak şunu söyledim yüzüne:

            - Senin güzelliğini anlatacak kelime bulamıyorum. Gecenin karanlığına yıldız, günün aydınlığına güneşsin. Şu yalnız dünyama, öksüz hüznüme, yetim tarafıma her gün eşsin. Okyanusun en dibine eşsiz bir inci, göğün en mavisine birinciydi.

            - Ne kadar da şairane bir söyleyiş bu! dedi. Gökteki yıldız sırasınca, tespih taşlarınca... Kalbe değiyor azizim, kalbe!

            Onun böyle içten konuşması benim ayaklarımı yerden kesti.  Öyle uçtum ki sevinçten bulutlara vardı başım. Döktüm gözümde sevinç yaşım.

            - Abartısız sevilmez! dedim, "İnsan abartılı sevmeli sevecekse eğer kalpten. Zerreyi kürreyi patlatacak denli sevmeli, habbeyi kubbe yapmalı... Damlayı sel yapmalı, kartopunu çığ... Şimdi sana baktığımda kalp aynamın cilası o denli parlıyor ki gören kör oluyor. Gözlerimin bebeği o denli seninle doluyor ki başka birine yer kalmıyor. Şu kalp var ya şu kalp, şu et parçacığı, santim santim senin varlığına inkılap ediyor. Bu öyle bir dönüşüm ki varlıktan yokluğa, çokluktan tekliğe dönüyor.

            - Ah be azizim, yüreği hassas olanım. Sen böyle sevdiğin müddetçe, Allah şahit olsun, ben de seni aynı şekilde seveceğim. Seni içime içimi de sana hapsedeceğim. Ve bir ömür boyu senin için yaşayacağım.

            O da az değildi anladığım kadarıyla bana karşı. Gözleri cehennem yangınıydı. Yüreği düğün şenliğiydi. Yüzü gül yanığıydı. Rahat değildi biliyordum. Derdi başından aşkındı. Bir de onun derdinin üstüne benim derdim eklensin istemiyordum. Durup durup bana bakıyordu içinde aşk nehirleri akıyordu. Anlamaya çalışıyordu olan biteni. Ben çoktan sevmiştim onu oysa!

            -Seni sevdiğimi bil! dedim ona. Aklından çıkartma, düşünden düşürme beni. Yüreğinde hisset, dilinde zikret adımı. Benim her anımın seninle dolu olduğunu, sensiz geçen bir anımın dahi olmadığını ve istisnasız seni düşündüğümü bil!  Beş vakit duamdasın. Rabbimden iyiliğini istediğimsin. Rahatını düşündüğümsün.

            Her taraf yeşil kesilir mi birden? Maviye bürünür mü gökyüzü anında? Çiçeklerle bezenir mi kalpler? Melodilerle dolar mı kulaklar? Onun bir anlığına dahi mutlu olmasına vesile olabiliyorsam başka ne isteyebilirim ki rabbimden.

            Kalktım ayağa, boyum göğe erişti. O beni göğerten... Yücelten...Hiçbir şey demesine müsaade etmeden sarıldım ona sımsıkı. Gökkuşağını kemer eyledim. Çiçek tarlalarını taç.. Kuşlar uçuşuyordu başımda. Kelebekler... Yıldızlar... Her yanımdan aşk akıyordu, aşk dolanıyordu, aşk uçuşuyordu;  aşk saçıyordum herkese. Eğildim ve o güzelim kulağına şöyle fısıldadım: " Sen benim büyük bir aşkla sevdiğim Küçüğümsün."

           

            

( Küçüğümsün başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 8.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu