Bu gece,
Istanbul´un Neon lambalı,
Hicaz Taksimli meyhanelerine, tövbesiz dolacagım!
Ne çok içmişim öyle,it gibi!
Ellerim titriyor hala, çekilmez yorgunlugumdan.
Kurtlar sofrasında oturup,
geceye dokuna dokuna kaybolacagım yine!
Şehrin arka sokakları,
Kırmızı
Mavi tabelalarla dolu.
Pavyon ve Kerhaneler,güne tersten sedasız başlar.
Bilhassa Rus ruletli.
Caddelerde bir ugultu bir homurtu,
ne çok insan mutsuz, gece gece!
Hayaller, kaldırımdan kaldırıma vuruyor kendini!
Her Seher vakti, öyküler dogar kozalarını dagıtarak!
İlk bizim hikayemizdir,
Çöpcülerin süpürgesine takılan!
On metre ötede,
Gölgesi uzun, saçı başı dagınık esmer
Bir eli karnında,
omzu duvarda sürünüyor, iki büklüm!
Sokak lambası dibine çöktü birden!
Ögülcüyor, ayak bileklerinden tutarak.
Parmakladıkca agzını, Cigeri kopacak sanki!
Elim omzunda
“...zehirlendinmi yoksa? ne yedin gece gece? “..
Yemedim, yemedim birşey!
Yuttum birini!
Şemsiye hesabı açıldı, içimde.
Yıllardır bogazımda asılı, çıkmıyor hergele!
Elinin tersiyle, git başımdan diyor!
Alyansı yarı firari biri!
Kot Pantalon Deri Çeket,kir pas kusmuk içinde!
Sabah aynada kendini öyle görse
kesin evde hırsız var diye, polisi arar!
Fersiz,
dagınık,
Islak kara gözleri,
Sahile mey kokusu vurdugunda
savrulup sol yanıma düştü!
Kimseler çoktu,
kimseler yoktu
Ay ışıgının şahitligini Cebime doldurdugumda!
Karşı meyhanenin birinde,
Aynur Gürkan,
Neset Ertaş tan
Yine bir hal oldu garip gönlüme diyor.
Öylece dikile kaldık,
karın agrılı ve sarhoş,
Beyoğlu'nda Bahcıvanı saglam,
Gül kokulu bir duvar dibinde!
Haydar Metin