Ona öyle kızgınım ki! İnsan güzellikleri atıp gider mi bir çarşaf gibi.  Yüzüstü koyar mı değerli olduğunu? Ardına bile bakmadan... Sayıp dökersin içindeki her türlü olumsuz duyguyu, karşındakinin bir kalbi olduğunu düşünmezsin, eksikleriyle sevmezsin, hatalarıyla kabul etmezsin. Ve onu kırdığının binde birini duyduğun anda basıp gidersin. Sahi kim seviyor eksiksiz? Eksiksiz sevene hitaben!

.....................

            Aynı dondurma kâsesinde yemek dondurmayı; bir kaşık sana bir kaşık bana diye. Doya doya, dişlerimizi gıcırdata gıcırdata, boğazımızı ağrıta ağrıta... Sıcağa inat, herkese...Gözlerine dikip gözlerimi... Tutup elini... Serinleye serinleye sevmek seni. Anlata anlata seni rahatsız eden her şeyi, zehri döke döke dışarıya... Öve öve güzelliğini... Dondurmayı erite erite... Kime nasip olur bu kare? Bu tat kime nimet olur? Çikolatalısı... Kremalısı... Vişnelisi... En güzeli de senlisi... Dondurmanın üzerine dökülen sos gibisin sen sevgili! Hepsinin üstünde... En güzeli, en tatlısı, en renklisi... En fiyakalısı, cakalısı, cazibelisi... Canım dondurma çekti, seni... Ne de iyi geliyorsun canıma; tat oluyorsun, renk oluyorsun, koku... Allah'ım seni bizi koru! Bir örümcek ağı gibi içimize aşkımızı doku!

            Dudağımda izin var, dilimde, dişimde... Sen işte bir gül yaprağı gibi canıma değen, bir ince sızı gibi yüreğimde duran, bir fikri sabit gibi aklımda ikamet eden sevgili! Anla, her mevsim seni nasıl da farklı, tatlı ve renkli sevdiğimi! Yaz günü soğuk seviyorum seni, kış günü sıcak, bahar günü kucak kucak...

            Tadını çıkata çıkarta seviyorum seni. Adını kazıya kazıya aklıma. Güzeliğini işleye işleye yüreğime. Kaç külah seviyorum seni bilsen, kaç top? Limonlu seviyorum seni, portakallı, vişneli; karışık seviyorum seni, bademli, kadayıflı... Ağzıma yüzüme bulaştıra bulaştıra seviyorum seni.

            Sana kör cahilim. Kör baykuşum bahçende. Sarhoşum güzelliğinden. Senden başkasını bilmiyorum. Senden başkasını sevmiyorum. Senden başkasına kalem oynatmıyorum. Sen dalında açan çiçeğim, sen bağında yetişen üzümüm, sen tarlasında boy veren kır çiçeğiyim ve sen saksısında el bebek gül bebek filizlenen küpe çiçeğiyim.

            Sen sorgulamaya devam et beni. Hükümler ver kendi başına. Yok öyleymiş, yok böyleymiş diye senaryolar kur aklında. Tek beni sevmeye zaman ayırma! Vaktin kalmasın. On tane kusurumu söyle desem bir çırpıda sayıverirsin de bir tane güzelliğimi yaz desem çöl kesiliyorsun anında.

            Sen  aynı kâsede dondurma yedin mi birisiyle? Aynı şişeden su içtin mi başkasıyla? Sen beni sevdiğine emin misin? Bir soruver de gel kendine canımın içi, haydi bakalım! Olduğunuz ortamın hatırası olarak bir şey aldın mı yanına bensiz? Bir kibrit çöpü, bir peçete, bir şeker kağıdı, bir su şişesi... Onlara anlam katan şey nedir? Sor kendine bir zahmet, aklına getir. Gözyaşlarına mendil olan eli, hüznüne dökülen yaşı, sana yapılana duyulan öfkeyi, eleştirilerine susuşunu, çaresiz kalışını, masum duruşunu...Hatırlaaaa! Anla ve öyle yargıla! Gideceksen de dolambaçlı yollardan gitme, bahanelerin ardına gizlenme... Terk edeceksen de vurmadan git. Başkasını seveceksen de bana anlatmadan git.

            Aynı dondurma kâsesinde yemek dondurmayı; bir kaşık sana bir kaşık bana diye. Mutluluk bu demek lazım. O anı hafızaya kazımak... Ve bütün zamanlara yaymak... Ne de güzel yersin dondurmayı, üstüne döke döke, ağzına yüzüne bulaştıra bulaştıra, dudağıma değdire değdire...  Seni, dondurmayı sevdiğim gibi seviyorum. Doyasıya... Tadasıya... Yanasıya... İçimi ferahlatırcasına, aklımı berraklaştırırcasına, yüreğimi senleştirince... Bu nasıl bir sevdadır rabbim, gelip de bir dondurmaya dahi anlam oluyor? Dondurma yiyişini sevdiğim kadın desem sana şimdi hemen sorarlar acaba  kimdir diye. Millet soruyor diye dondurma da mı yemeyelim, seni de mi sevmeyelim? Ben de gülerim insanların bu haline! Sen birisini seversen delice, o da kalkıp başka birisini sever dahice.

            Gördüğün gibi aşikar seviyorum seni. Bilerek... İsteyerek... Herkese kulağını dört açan ama bana sağır olan sevgili! Herkese dut yemiş bülbül olan ama bana öten sevgili! Herkese dört gözle bakan ama bana kör olan sevgili! Seninle seviyorum dondurmayı. Seni seviyorum bir de seninle dondurma yemeyi. Aynı kâsede, aynı kaşıkta, aynı renkte, aynı tatta... Ne zaman bir dondurmacının önünde geçsem seninle bir kâse dondurma yiyoruz halen. Başkası yok. Sahi sen dondurmayı kiminle yiyorsun bugün?

( Aynı Kâsede Dondurma Yemek başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 12.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu