YAYLALAR
Mevsim
yazdı bilmediğim ovalarda martılar
kuşlar uçuştu yollar boştu.traktörlü amcalar iş makinelerini almış iş
başındaydı ekmek parası için sağını solunu görmeden çapa yapan teyzeler ve hiç
dinmeyen rüzgarın uğultulu sesi..
Uzaklardan
gelen çelimsiz ben bakıyordum öyle etrafa yeni yerleri tanımanın verdiği
heyecan tebessümü heyecanıyla az uzakta
bir çiçek ilişti gözüme gittim yanına selvi gibi açmış dokundum usulca. dur dedi bir ses elleme! baktım sağıma soluma
anlamsızca başı sarıklı çemberi oyalı. sadece gözleri görünen bir teyze yaklaştı bana doğru o çiçeğin adı sevgi
çiçeğiymiş kendi kendine olgunlaşırmış belki bir çift güzel sözle serpilir
açarmış dokununca solarmış az daha öldürüyordum bir emek açan bu güzel çiçeği.
Teyzenin kendi içinde gizemi vardı yılların
yorgunluğu yüzüne yansıyordu. Bu yaylalara gönül vermiş ekmiş biçmiş geçimini bu
uzun otlardan sağlamış yeri gelmiş sesi
kısılmış yanaklarını al al yakmış güneşin kavurucu sıcağı yeri gelmiş ellerine dikenler batmış ama
yinede toplamaktan biçmekten vazgeçmemiş
ben oradan ayrılırken bir şey fısıldadı teyze kulağıma bu çiçeğin tohumu
besliyormuş Meğer yanındakileri bu çiçekten güç alıyorlarmış diğerleri ...
Artık
gitme vaktiydi elveda diyerek su
savurdu arkamdan
Hayırlı
yolculuklar kızım diyerek bağırdı arkamdan tüm merhameti ve şefkatiyle
görevinin başına gitti
Tarlalar
yaylalar ona emanetti
Üniversite okumak için gurbete çıktığım yolda yazdığım bir anıydı. biraz yaşanmış birazda kurgu var içinde iyi okumalar