çıplak elleriyle güneşe dokunan yıldızlarım vardı benim
parmak uçlarına gem vurulmadan önce
çocuktum ben oysa
asiliğime bağdaş kurdurup oturturken karşında
kurak diyarlardan çalmıştım baharın yedi iklimini
yoksun ya
yalnızlığın koynunda sendeleyen ayaklarım
ay yanığı kokuna sürüklüyor beni
üstelik
yağmur mevsimine kan kırmızılar yaraşırken
avuç içlerimde siyaha çalan bir elem
....
kısık gözlerimin ıslaklığında
sebepsiz değildir bakışlarımın akl-ı selim olmayışı
mısralarca şiirlere özürlenirken hem de
şimdi
aldanma hatrı sayılır kelâmsızlığıma
sancılı asırların yorgunluğunadır gülümsemezliği
....