Değerli  Arkadaşlar,


Bildiğiniz üzere zaman zaman bu konuda sizlerle bölüm bölüm bilgilerimi paylaştım. Gerek paylaşımlarıma yapılan yorumlardan gerekse birkaç özel mesajdan gördüğüm o ki hakikaten bu konuda benim gibi henüz yolun başında olan ve fevkalade ilgi duyan  Sayın Üyelerimiz var. Birkaç seri başlığında çeşitli zaman aralıklarıyla astığım makale ve şiirlerimi derli toplu tek sayfada düzenleyip elimden geldiğince de okuma / anlama / erişim  kolaylığı yaratabilecek renklendirme ve font gibi özellikleri de kullanarak zamanımın elverdiği ölçülerde sizlere topluca tekrar sunuyorum. Yalnız linkleri de verebilirdim ama yine okuyanın birkaç sayfa açması gerekecekti, aşağı yukarı giderek nereyi isterse aynı anda okuyabilsin istedim.


Özellikle altını çizmek isterim ki çalışmalarımın hiçbir akademik değeri yoktur, tamamen amatör bir araştırma / öğrenme / doğrulama sürecine yayılmış uğraşılarımdan ibarettir. Kendi donanımımın yettiğince her bir sıradan bilgiyi dahi teyit etmeye özen gösterdim. Yoğun günlük telaşelerimiz içerisinde her ne kadar gerekli olsa da sosyal uğraşılarımız ciddi zaman alabiliyor. Bu nedenle geçmiş paylaşımlarımı birbirlerine münasebetli geçişleri sağlayarak değil ve fakat alt alta sitemizin ilgili sayfalarında olduğunca yapıştırarak, sadece yazı fontları ve renkleri ile oynamak suretiyle – içeriğine hiç dokunmaksızın -  tekrardan yayına veriyorum.


Bilgi kirliliği yaratmamak adına burada detayına girmeden kısaca geçmek istediğim bir konu var ki ( belki ilgili sayfanın orijinalini ziyaret edip yorumları okur iseniz yanlış bilgilenmemeniz bağlamında )  ; geçmiş dönemde değerli bir yorumcumuz kafiyeleri izah etmeye çalıştığım yazımın altına tek sesli harfle kafiye yapılamayacağını yazmış, ben de hemen birkaç kaynağa bakmış ve benzeri bilgilere ulaşınca hata olduğunu ifade etmiş idim. Ancak zamanla daha çok kaynağa başvurdukça gördüm ki pek ala tek sesli harfle de yarım kafiye oluşturulabiliyor. Lakin Türkçe’mizin de gramatik yapısı gereği genellikle ve çoğunlukla ses akustiğine de bağlı olarak yarım kafiyeler – yani tek harften oluşan – sessiz harfler ile oluşturuluyor.


Paylaşım anlamında hece çalışmalarımın halen önemli bir eksiği var. Bir türlü vakit bulup da kafiye örgüleri / şemaları ve nadir kafiye yapılarına ilişkin bilgilerimi bir yazı altında derleyemedim. En kısa zamanda derleyip bu yazımı güncelleyeceğim.


Umarım ve dilerim bir katkı sağlayabilirim,

Saygılarımla.

Mehmet Çağatay ÜNLÜTÜRK

 

 

Hece Şiiri Nasıl Yazılır ? / Genel

İddialı bir başlık ve sanırım irrite edici, lakin bu başlığı kendi özgüvenim çerçevesinde bilerek, isteyerek kullandım. Bu sorunun altını dolduramaz isem ciddi eleştirilere muhatap kalacağımın da farkındayım. Amacım sadece az ya da çok bilgi birikimimi sosyal platform aracılığıyla paylaşıma açmak ve en azından belki faydalanmak isteyenlere hiç yoktan iyi kötü bir rehber işlevselliği taşıyacağı zannıyla yararlı olabilmektir.

Hiçbir akademik eser ya da sosyal siteden alıntı yapmayacağım. Okumayı oldum olası çok severim, hem şiiri hem de şiire dair kritik, tez, bilimsel makaleler ve saireyi. Tüm bu kaynaklardan edindiğim malumat niteliğindeki süzülmüş bilgilere kendi yorum ve yaklaşımlarımı da katarak sizlere aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle şu hususun altını çizmek isterim ki vikipedia gibi çok kullanımlı / amaçlı kaynaklar dahil olmak üzere çeşitli bilimsel edebiyat sitelerinde de muazzam bir bilgi kirliliği var, konuya dair hemen hemen elinize her geçeni, gördüğünüz her yazıyı okuyunca bu bilgileri karşılaştırma, sorgulama, doğrusunu anlayıp kavrayabilme olanaklarına sahip olabiliyorsunuz.

Şair olunmaz şair doğulur görüşüne bire bir katılan kesimdenim. Şairlik kazanılamaz lakin işlenerek maharetle geliştirilebilir ki okuma / analiz / değerlendirme perspektiflerinin dışında bana tamamen yabancı bir sanatsal kavram. Şair değilim, şair olarak anılmaktan hoşnut olmak bir yana zaman zaman rahatsızlık da duyarım zira çok uzağındayım. Yazı dizim ilerledikçe bu yaklaşımıma açıklık getireceğim. Şair olmak, olmaya çalışmak da önceliklerim arasında yok, çünkü geri dönüşsüz bir zaman kaynağı yatırımı olacak idi, halen de öyle. Şiiri okumak, sevmek, hoşlanmak, anlamak, anlamaya çalışmak ile hakkıyla yazmak, yazabilmek arasında neredeyse uçurum var, yani benim için ve kendi bakış açımla. Oysa başta sitemiz olmak üzere yine naçizane değerlendirmemce söz gelimi en az bir Yahya Kemal, Kısakürek, Tarancı, Yücel, Hikmet gibi çok çok değerli kalemlere tanık oluyorum. Kimse anasının karnından Nazım Hikmet ya da Poe olarak doğmuyor.

Şair doğulur ancak bebek ruh madenden yeni çıkartılmış bir elmas hüviyetindedir, bu yetenek geliştirilmeye, işlenmeye gereksinim duyar. İşte bu noktada matematik, görsel algının rasyonel kullanımı, nitelikli ezber, okuma, araştırma, bilgilenme, duygusal zeka, öğrenme gibi faktörler devreye girer. Bu etkenler gereğince kullanılmaz ise şairlik yeteneğinin hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz. Diğer taraftan her bilgiye atlayarak depolamakla ve tamamen kusursuz öğrenmekle de eğer ki yeteneğiniz yok ise şair olunmaz, ben bu kategorideyim, kendimle barışığım.

Hece şiiri yazabilmek son derece basit matematiksel kurallara riayet etmek ile başlangıç alır, kelime haznesinin geliştirilme sürecine endeksli kafiye / redif yatkınlığının bir yazma biçemine doğru yol almasıyla olgunlaşır. Bu sürece durak, ayak, ses uyumları, kafiye örgüleri, şemaları eşlik eder. Böyle havalı söylemleri olan mihenk taşlarını maalesef bazı şair sıfatındaki arkadaşlar bilgilendirerek paylaşım hususunda fevkalade cimri ve bencil davranırlar. Bu hususiyetin bir ayrıcalık göstergesi olarak kendilerinin tekelinde kalmasını tercih ederler.

Şu saat itibariyle ederi ama üç kuruş ama beş kuruş ne biliyor isem tamamını basit ve anlaşılır bir dil ile, işin teknik şovmenliğine hiç girmeksizin birkaç bölümlük bir seri halinde paylaşmaya çalışacağım tüm dostlarımla. Bazen eğlenceli, bazen amiyane üslupları tercih ederek konuyu sıkıcı olmaktan arındırıp zevk ile aktarmaya hassasiyet göstereceğim.

Umarım ve dilerim sanata mini minnacıcık bir katkı sağlayabilirim.

Saygılarımla

Mehmet Çağatay Ünlütürk

 

 

 

Hece Şiiri Nasıl Yazılır / Hece Sayısı ve Duraklar

 

Öncelikle belirtmek isterim ki bu çalışmamın akademik bir değeri yoktur, benim gibi hece yazmaya yeni başlayan arkadaşlara çok temel basit bilgilerle bir tutam katkısı olabilir diye tarafımdan kaleme alınmıştır.


Türk Milli Şiir Tarzı olan Hece Ölçüsü ile şiir yazmanın ilk temel kuralı her kıtadaki mısraların hece sayısının hem kendi aralarında hem de diğer kıtalarla birebir eşit olmasıdır. Yani baştan aşağıya tüm şiirin her mısrası aynı hece sayısında olmalıdır .


Örnek

He ce yaz mak çok ko lay dır
Harf ler san ki bir ha lay dır
Ye ter ki a zim li o lun
Bu se kiz he ce o lay dır


Bu örnek şiir kıtasında her mısra SEKİZ HECE'den oluşmaktadır. Eğer şiir devam etseydi diğer kıtalardaki mısraların da sekiz heceden oluşması zorunluluğu vardır.

Örnek

He ce yaz mak çok ko lay dır
Harf ler san ki bir ha lay dır
Ye ter ki a zim li o lun
Bu se kiz he ce o lay dır

Her mıs ra e şit ol ma lı
Sa yı lar bir bir tut ma lı
Ek si ğe faz la ya dik kat
Se kiz de sa bit kal ma lı

Tek heceli kelimeden oluşan bir mısradan başlayıp otuz veya daha fazla heceden oluşan mısralara kadar arzu ettiğiniz sayılarda yazabilirsiniz elbette. Genelde en az 7-8 heceli ile 15-16 heceli mısralar arasında değişmektedir edebiyatımızdaki örnekler. Ancak bu tamamen bir tercih meselesidir.

Eğer kelimelerin yapısını bozmaksızın heceler her mısrada belli bir sayı düzenine göre ayrılabiliyor ise bunlara DURAKLI HECE ÖLÇÜSÜ, herhangi belirgin bir duraklama yok ise DURAKSIZ HECE ÖLÇÜSÜ denir

Örnek

He ce yaz mak ben ce / ger çek ten ko lay
Harf ler le çe ki lir / şi ir sel ha lay
Ye ter ki gö nül den / a zim li o lun
Bu al tı ar tı beş / he ce de o lay

Kesme ( slash ) işareti edebi izahat makalelerinde genellikle durakları ifade etmek için kullanılır. Bazen de bunun yerini “ + “ işareti alır. Dikkat edileceği üzere her mısrada kesme işaretinden önce 6 hece ve sonrasında 5 hece vardır. Bu örnek 6+5 durak kuralına uyularak yazılmış bir duraklı hece şiiridir. Kesme öncesinde ve sonrasında en önemli olan husus hecelerin tam kelimelere tabanlanarak oluşması ve kelime ortasından bölünme olmamasıdır. 6 heceli tek kelime yazılabileceği gibi ikişer heceli üç kelime veya üçer heceli iki kelime veya benzeri bir yazım tekniği oluşturulabilir ve bu her mısrada farklı farklı olabilir. Yeter ki durak öncesinde anlamlı bir 6 hece gurubu olsun, kaç kelimeden oluşursa oluşsun. Aynı yaklaşım durak sonrası için de birebir geçerlidir. Bu kez uyulması gereken ise 5 heceli bir yapıdır.

( Redif ve kafiye konusuna müteakip bir makalemde gireceğim için burada hiç bahis etmeyeceğim. Bilgi kirliliği oluşturmaksızın net olarak hece kavramını aktarmaya çalışıyorum. )

Edebiyatımızda en sık kullanılan duraklar ;

3+5
4+4
6+5
4+4+3
7+5
7+6
7+7
8+8

Ve benzeri duraklardır. Yapının her mısrada aynı olması kaydı ile elbette 2+6, 4+9 gibi kullanımı pek bulunmayan duraklarla da şiir yazmak mümkündür. Tek ki her mısra teknik olarak aynı formata uysun.

Hece sayısı aynı olmakla birlikte durak normları ile paralellik arz etmeyen mısralar DURAKSIZ HECE olarak tanımlanır. Daha ziyade 7-16 hece sayısı arasında yazılırlar. Ancak gerek durak oluşturmanın esprisi ve bunun güfte tekniği ile olan ilişkisi, gerekse alt alta aynı sayıdaki hecelerle yazılmış şiirlerin başlı başına duraksız tanımına girmeyeceği gibi nispeten spesifik ve detay bilgiler gerektiren teknik açılımlara burada girmiyorum. İlerleyen bölümlerde ayrıntılandıracağım.

Bir hususu yinelemekte yarar görüyorum ki işbu makale dizimi kaleme alır iken önümde hiçbir kaynak açık değil, alıntı yapmıyorum, yapmayacağım. Bugüne kadar oluşturduğum genel bilgi dağarcığım çerçevesinde ve özellikle örneklemelerde özgün şiir yapıları oluşturarak vermeye itina gösteriyorum izahatlarımı. Bilinen şiirler üzerinden örnekleme yapmak fevkalade risklidir zira okuyucu ister istemez mısradaki diğer ögelere de yönlenir, burada olabilen sadelikte aktarmak çok kolay değildir, doğru ve anlamlı bir metodoloji olduğunu da sanmıyorum.

 

İnşallah bir kaç gün içerisinde de tekrar gözden geçirerek kafiye ve redif bölümlerini paylaşacağım.

 

 

Hece Şiiri Nasıl Yazılır / Kafiye ve Redif 

 

Söz ve ses benzeşmesi anlamına gelen, şiirlerde genellikle mısra sonlarında bulunan kelimelerin son hecelerindeki yazılış ve okunuşları aynı fakat anlam ve görevleri farklı harf bezerlikleri bütünüdür Arapça kökenli “ kafiye “ ki Türkçemize “ uyak “ olarak geçmiştir ; tek harf, iki harf, üç, dört harf ve üzerinden oluşan hecelerin eş sesli görsel / işitsel algılamasıdır. Farklı harflerle yazılmasına karşın benzeri akustiği olan kimi sessiz “ç ile ş “ , “ n, l ve r “ , “ z ile s “ harflerin de bir arada çeyrek kafiye oluşturduğuna dair yaklaşımlar vardır ki ben şahsen bu tanıma katılmıyorum. Hatta daha da ileri giderek başlı başına sadece ses uyumluluğunu kafiye olarak algılıyamıyorum, bu benim şahsi tasarrufumdur, kendi değerlendirmemdir. Kafiye kelimenin kökündeki harf ve hece benzeşmeleri ile yaratılmalıdır, diğer ek ve hecelerle değil.

 

Örnek


Kafiye yerine haydi uyak de

Tamam yazmak varken ne gerektir he 

Mısra sonlarındaki “ e “ harfleri d/e ve h/e olarak birer ses benzeşmesiyle Yarım Kafiye’yi oluşturur.


Örnek


Kafiye yerine haydi uyak de

Ne lazım Arapça, Türkçe nerede

“de” hecesi “ nerede” kelimesinin sonunda da aynıyla fakat farklı görevle geçtiği için “de” “ nere/de  iki harf uyumuyla Tam Kafiye’yi oluşturur.


Örnek


İster büyükbaba istersen dede

Ne lazım Arapça, Türkçe nerede

Bu mısralarda ise d/ede ve ner/ede uyuşması Zengin Kafiye’yi oluşturur. Bunun üzerindeki tüm ses benzeşmeleri de “ kerede “ “ nerede “ gibi kaç harf olur ise olsun Zengin Kafiye tanımı içerisine girer. 

Kafiyeden söz edilebilmesi için en az iki kelime olması zorunludur, üst sınır olmamakla birlikte genellikle üç, dört veya beş kelimeden fazla kafiye yapıları kullanılmaz. İki kelimeden fazla olan daha doğrusu üç dört mısralı kafiye uyumlarında yine aynı şekilde hepsinde ortak olan ses ölçüsünce kafiyeler sınıflandırılır. Şöyle ki ;


Örnek


Tank

Çak

Bak

Bu üç kelime bir arada yarım kafiye oluşturur, zira ortak olan tek ses “ k “ dır. Ç/ak ve b/ak kelimelerinin ikişer sesle uyum sağlamasının bir önemi yoktur bu örnekte. Eğer ki ;


Örnek


Yak

Çak

Tak

olsa idi bu kez elbette tam kafiyeden söz edecektik y/ak ç/ak b/ak ses uyumlulukları nedeniyle.


Örnek


Yakı

Çakı

Takı 

Durumunda ise zengin kafiye mevcuttur y/akı ç/akı t/akı kelimelerindeki üçer harf sesteşliğine binaen. 

Kafiye örgüsü / şeması daha sonra irdelenecektir. 

Yukarıdaki açıklamalar bütününün tam aksine yine yazılış ve okunuşları aynı ve fakat anlam ve görevleri de aynı hece / ek / kelime / kelime guruplarına ise Redif denir. Redif her koşulda kafiyeden sonra gelir. Ama bir ek, ama birkaç heceden oluşan kelime ama kelimeler, eğer ki yazılış okunuş ve anlamları itibariyle aynıysalar redif tanımı içerisinde kabul edilirler.


Örnek


Kafiye yerine haydi uyak de

Ne lazım Arapça, Türkçe kıyak de


Buradaki tek heceli “ de “ sesi her yönüyle aynıdır ve demek kökünün üçüncü tekil halidir. Dolayısı ile Redif tanımındadır. “u/yak” ve “ kı/yak” ise zengin kafiye oluşturmaktadır. 

Mısra sonları sadece uyak ile bitebilir, sonuna redif de getirilebilir. 

Burada anahtar belirleyiciler ses benzerliklerinin anlam ve görevlerinin aynı olup olmamasıdır. En basit açılımıyla ;


1.       1. Kafiyede anlam ve görevler farklıdır

2.       2. Redfite aynıdır

3.       3. Redif kafiyeden sonra gelir

4.       4. Ayrıca da yazılabilir bitişik de olabilir

5.       5. Her ikisi de mısra sonunda bulunur

          6. Önce gelen kafiye sonraki rediftir.    

Ayrıca bir mısra içerisinde son kafiyenin yanı sıra baş ve orta kafiyeler de eş zamanlı olarak kullanılabilinir. 

Genellik arz etmeyen sıra dışı  kafiye ve redif çözümlemelerine ilerleyen izahatlarda değineceğim. Şöyle ki ; kafiye denilince tam, yarım, zengin, çapraz, sarmal, cinas, tunç çorba gibi bir arada tanımlamalar yapılır. Oysa bu terimler aynı resime farklı kesitlerden bakılan açılımlardır. Bu nedenle örgü, şema, hususi durumlar gibi ek açıklamaları bilgi kirliliği yaratmaması açısından  müteakip makalemde kaleme alacağım. 

Yine kelime öbekli ya da kelime kökenli rediflere – ayak -  de seri olgunlaştıkça gireceğim. 

Saygılarımla 

Mehmet Çağatay Ünlütürk

 

 

 

Şiirlerle Şiir / Kafiye Redif Aşkı

 

Yap/tım  kaç/tım yazınca hiçbir kafiye y/ok/tur

Misale dikkatli bak kesmeleri tam belle

“ tım “ üçlü redif olup bazen harfler pek ç/ok/tur

Görev ve okunuşu aynı yaz çalış elle

Y/ok ile ç/ok ikişer harfli tam kafiyedir

Kafiye kendisinden kökünde  hediyedir

 


En az bir harf benzeşme yoksa kafiye denmez

Redifleri çıkarıp tekrar oku bakalım

Tek, çift, üç harfli temel üstü tadından yenmez

Şimdi tanımlayalım nasıl doku bakalım

Bunlar sırayla ; yarım, tam, zengin bilinirler

Kafiye görmek için  redifler silinirler

 


Anahtar sözcük  “ kök “ tür sakın ola atlama

İkisini birlikte buldun mu işi çözdün

Tap/tım  sap/tım  kap/tım var, sabret  “ tım “ a  çatlama

Harbi hececi oldun, hatırla “kök” de özdün

Y/ok ‘ la  ç/ok ;   t/ok’la gitse tam, ter/k’le yarım uyum

Gerek olmasa yazmam şov diye kazman kuyum

 


“ uyum “ , “ kuyum “  çakma tunç anlam ifade etmez

En az benzer üç ses var ama manası nanay

İnan  basit kurallar azme hiçbir güç yetmez

Ses öbürünü kapsar zengine tunç şinanay

Toplayıp çarpıp bölsen üç beş sözden ibaret

Bilmemek değil  ayıp, tek ki nefsi kibar et

 

Cinas dediklerinde yaz oku hep aynıdır

Lâkin yüklenen anlam kelimede farklıdır

Zamanla öğrenirsin kim baldız kim kaynıdır

Şiirle evlendiysen hecelerin barklıdır

Sarmal, çapraz, örüşük, düz; şematik muhabbet

Bir sonraki dersimiz :) tematik şevk; müebbet


MCU

 


Şiirlerle Şiir / Hece - Durak Aşkı


Yedi Hece   /   Yedi Hece
Çok hoştur Divan lakin / milli ölçü hecedir
Duraklı ve duraksız / mısralarda saygındır
Dört artı dört artı üç / şiirlerde ecedir
Altı artı beş, yedi / artı yedi yaygındır

Üst kıta durağı tam / ancak mana sakildir
İfade geçişleri / es ile olmalıdır
Zorlama duruş abes / beste akış akildir
Bu kıta güftelenir / sözler haz dolmalıdır

Yedi, sekiz, on, onbir / onüç, onbeş temeldir
Duraksız ise amaç ; / şakalanmamalıdır
Karman çorman yazılmaz / akıcılık emeldir
Bilinen duraklara / yakalanmamalıdır

Söylemlerin aksine / duraksız ölçü zordur
Kimi altı artı beş / kimi düz onbir boldur
Durmayan kelimeler / edebiyatta kordur
Usuletince durmak / azam şaire yoldur


MCU

 

 


Şiirlerle Şiir / Kafiye Durak Aşkı


  Altı Hece   +   Beş Hece
Alır sözü yo/n/tar  +  eder s/an/a arz
Gönlü olur ka/n/tar  +  vermez c/an/a d/arz
Mesafeyi t/ar/tar  +  yapmaz f/an/a t/arz
Vatana da /ar/tar  +  yatmaz y/an/a f/arz

V/ar/dır her /el/inde  +   onbir m/arif/et
Y/ar/dır dil t/el/inde  +  tek ki t/arif/ et
S/ar/dır kem s/el/inde  +  duy ki z/arif/ et
H/ar/dır kış y/el/inde  +  bil ki /arif/ et

MCU

 

 

 

 

( Hece Şiiri’nin Yazım Tekniği’ne Dair Bilgilerim başlıklı yazı MCU :) tarafından 21.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu