TÖKEZLEMELİ
AŞK
Güneşi akşamı birbirine
karıştıran
Sabahı avuçlarıyla karşılayan
Gün yüzü görmeyen günaydındım ben
Elinden
hayalleri alınan
Kimsesiz küçük bir çocuğun bükülen omzuydum
Nasırlaşmış
tümsekte aşk içinde buldum seni
Kurumuş toprağın köklerinden
sökündüm
Bir sana
öykündün
Yaralı bir
güvercinin kanat çırpınışında
Yere çarpan
her debelenişinde
Tekrardan
hayat bulan
İçi sarılı kum
kafesinde buldum seni
Arkadan el
sallayan elvedaydım
Yokuş aşağı
kösteklenen
Tümsek
tepeydim o sessiz
Tepenin sinen
doruğunda buldum seni
Örümceğin
sımsıkı ağının telleriyle
Örülü
örüntüsünde tökezlemeli aşk
İçine
sızmışken buldum seni
Silim silim yağmurdum
Gökyüzünü boşaltıp yönünü bulmaya çalışan
Nerde yağacağını bilmeyen
Öksüz bulutun kaplayan
Sis dumanı içinde buldum seni
Su damlasını
dalgasıydım
Damla damla
desenler çizen
Damlalar içine
çökmüş derinliğin
Kabarmasında buldum seni
Bir geminin güvertesiydim
Dümenine takılıp yelkeni sökülen
Metrelerce karaya vuran tökezledikçe ileri
fırlatılan
Tökezlemeli bir aşk içinde buldum
Ebru
çimen
21 05 2015