hoşça kal
bazen insan aşık olur
bazen de aşık ölür
sakın öl deme bana
ben zaten uykusu bölünmüş her eksik gecenin
cesediyim enkaz sabahlarımda…
eyy...
gecenin koynuna savurduğu saçları şafağa değen kadın
tenime nakşolmuş esmer kelepçem
aşk azınlığım
ve aklımın yegane firari sebebi
her düş ayazımda sana
canımca,
kanımca bir nefes daha ölüyorum
çöz artık sendeki beni
kopar isyana dönen sancılanmış umut bağlarımı
kanatsız tüm rüzgarlardan kurtar düşlerimi
bütün köprüleri sen sanıp
sürekli sende takılı kaldığım
her seferinde bile bile aldanıp
uğruna ölesiye yandığım
kes artık göbek bağımı
aldanmak değil de
en çok ölesiye inanmak yoruyor beni
biliyorum ki biz,
aynı şiirde,
aynı dizede
hatta aynı cümlede bile iki farklı anlam gibiydik
ve bu şiir yüklü geminin limanlarında ben
el sallayan hep bir son damla gözyaşıydım
bak
saat yine yokluğunun sancısı
ve zaman şakağıma dayalı son bir veda busesi
gitmelerim kalmaktır bilirim
bilirimde sen yinede hoşça kal
hoşça kal
kıyısına uzandığım penceresiz düşlerim
gece yüklü gözüm
özüm
sözüm
sende hoşça kal…
ilhanaşıcıkasımikibinonbeş