hayalet sevgili
dedim ki
“sen ayaklarıma kızgın kumlar serp
ben seni çöl diye yürürüm… ama en sevgilim olman şartıyla”
dedi ki
“kızgın kumları aşabilen tüm krallıklar barbar senfonilerinin ritminde ölüm içerken
bir yudumluk yaşam için doğan kör kelebekleri gözlerimin çarmıhına gerdiler…
gagalarında günah taşıyan nice kanatsız kuzgunlar uçuruyorum dualarıma
ve her gece ateşle besliyorum paranoyak aklımı”
dedim ki
“eyvahlar olsun…… neyse aklın saklımdır ve mümkünse bir ateşte bana gönder misin
üşüyerek ölmek istemiyorum gözlerinde”
ve dedi ki
“ateş mi dedin...bak tüm çocuklar ölü doğuyor analarının ateşli rahimlerden...kızılca kıyametler akıyor savaş köpeklerinin salyalarından...tüm çiçekler mızraklanıyor renklerinin kalbinden ve kurutulup kök kuşaklarına asıyorlar... İşlenen tüm günahları da kahinlere çamurla sıvazlatıp açıkta kalan en üryan düşleri de şeytana yıkatıyorlar”
dedim ki
“vah ki ne vah. ..açıkta kalan sırf düşler değil galiba iyice örtünmek gerek… neyse uzun uzun konuşuruz bunları hatta konuşmayabiliriz…demem odur ki bir insanın kalbi doldukça beyni boşalırmış…senin kalbinde taşmakta galiba”
dedi ki
“boşaldıkça ruhlar bedenlerden cesetler dans eder karanlığın tanrısıyla… ve bir kedi daha yakılır köpekleşen ayinlerinde… bütün nü tablolar tecavüz mağduru” …..derken lafı ağzına tıkayıp susturdum ve yeter artık diyen bir bakış atarak dedim ki
“sen vücuduma bir damla su serp
ben seni okyanus diye yüzerim belki… ve yine belki sevgilim olman şartıyla”
hatta
“sen gözlerime en sevimlilerinden koyunlar serp
ben seni sensiz uyurum geceler boyu… ama en hayalet sevgilim olman şartıyla”
sadece hayal et
hayal….
ilhanaşıcıaralıkikibinonbeş