kimsin sen aşk
kimsin sen aşk
aşımdaki tuz telaşım
çayımdaki gevrek açlığım
ya da kahvemdeki sigara tiryakiliğim mi
kimsin
ıssız durağıma son anda yetişen otobüs sevincim mi
üşüyen parmaklarıma giydirdiğim sıcacık eldiven dostluğu
ya da süpürdüğüm anılarımı uğurladığım faraş kardeşliği misin
her vapur düdüğüne asılan eskort martılarımdaki arsız şımarıklık mı yoksa
ki balığa sormuyorum bile
şimdiden anason kokuyor hevesi
ya şu zeytinyağının üstüne çıkmaya çalışan
ekşi ekşi sırıtan sarışına ne demeli
kimsin sen
hangi gökkuşağı emziriyor seni
kıskaçlarında hangi renkleri boğuyorsun
ki senin
kimlik değiştirip cüzdanlara sıkışan
köşe başlarında çirkince pazarlanan çakmalarından da haberin yoktur sanırım
oysa ki ben aşk’ı
yağabildiğimiz kadar sağanak
uzanabildiğimiz kadar toprak
doğabildiğimiz kadar güneş
ve açabildiğimiz kadar çiçek bilirdim
deniz bilirdim
inebildiğimiz kadar gizem ve derin
saçabildiğimiz kadar ıslak ve mavi
buram buram Anadolu kokan
türkü bilirdim dillerde
sarabildiğimiz kadar kucak
ve açabildiğimiz kadar yürek bilirdim
aşk’ı ben
şiirlerde hece
ve yıldızlar dolusu gece bilirdim
……………………ta ki gece yüklü gözlerinden
…………………………………………………………………gözlerime tek tek yıldızların düşene kadar
.
……….
.
ey sevgili,
aşk’ı sen bildim
ki bende seni sevmenin adı
arınmış tüm çıplaklığımla
gözlerinde yalnız sana doğmak
yalnız sende büyümek ve defalarca bıkmadan usanmadan yalnız sana ölmek oldu …
ilhanaşıcıaralıkikibinonbeş