Boşluğa karışan
asitlenmiş kuleler gördüm, pahalı desenlerle
bir deniz fırtınasına döndü, içimdeki boşluk
ne yana baksam, nafile
bakışlarımın yarısı maziye karıştı
içimin sıkıntısında yine sen varsın
anladım ki bana biçilmiş bir acıyı yaşıyorum.
Haziranın dokuzuydu
radyoda bir şarkı dinliyorum ah...gözlüm
bana heyecan veren bir parça oldu
kendimce yarattığım
çiçeklerin kokusunu, martı kuşların sesinini öpüyorum
anladım ki,
her sevda bir yangın, her ayrılık bir ölümmüş.
Eski albümleri eski anıları karıştırdım
dünyanın yedi harikasından biriymişiz işte;
söyle,
hangi koyaklarda bıraktık o aşkın çılgınlığını
tanıdık bir el saçlarımı okşuyor:
yoksa sen miydin?
mimoza çiçeklerinin gölgesindeki o Üsküdarlı kadınım.
Nuri Dağdelen
9/6/2018