Online Üye
Online Ziyaretçi
hesapsız gecelerin sabahında
bir çift tanzanit göz kalırdı dağınık masa üzerinde
bir eski kitap, yaprakları saman kokulu
okurken karalanmış bilinçsizce ismimin harfleri.
sinerdi bir köşeye kahve kokusu
hapsedilmiş hücrelerine bir öpücüğün yarısı kayıp.
çöreğin otu gibi kokardı boynunun sarnıcı
sıcak bir aşk ve gölgesi oynaşırdı tavanda.
gülüşünü gamzeme asılı bıraktığında anlamıştım oysa
aşık etmek ister gibiydi niyeti küçük şen ellerin
sıcak anıları sararken aksi bir tütün gibi haylazca..
ve uslu uslu göç ederken senin ülkene gözlerim,
sevişirdi topuklarımız
gıcırdayan her tahtanın ömrüne ömür katarcasına
pembe, ama çatlaya çatlaya..bb