Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 14.07.2018
Okunma Sayısı : 1885
Yorum Sayısı : 0

          ŞU AN MUSEVİLERDEN DE, İSEVİLERDEN DE (HRİSTİYANLAR) DA, MÜSLÜMANLARDAN DA ALLAHA’ ULAŞMAYI DİLEYİP ONA TESLİM OLANLAR İSLAMI YAŞIYORLAR;

MUSEVİLİK TESLİM DİNİDİR;

5/MÂİDE-44: İnnâ enzelnet tevrâte fîhâ huden ve nûr(nûrun), yahkumu bihen nebiyyûnellezîne eslemû lillezîne hâdû ver rabbâniyyûne vel ahbâru bimestuhfizû min kitâbillâhi ve kânû aleyhi şuhedâe, fe lâ tahşevûn nâse vahşevni ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlâ(kalîlen) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul kâfirûn(kâfirûne).
Muhakkak ki Tevrat'ı Biz indirdik, onda hidayet ve nur vardır. Kendileri (Hakk'a) teslim olmuş peygamberler, Yahudilere, onunla hükmeder. Rabbanîler (kendilerini Rabb'lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahidler, Yahudi âlimler, hahamlar) Allah'ın Kitab'ından korumakla görevli oldukları ile hüküm verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular. Artık insanlardan korkmayın, Ben'den korkun ve Benim âyetlerimi az bir değere satmayın. Ve kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar kâfirlerdir.

          Allahütealâ burada Tevrat'tan bahsediyor. Tevrat Allah'ın Kitabı'dır. Bir Hidayet ve Nur'dur. Ve Allahütealâ Yahudilerden O Kitaba sadık kalan peygamberlerin Kitap'taki hükümlerle, insanlar arasında adaleti yerine getirdiğinden bahsediyor. Onlar ayrıca bu kitap üzerine şahitlerdir. Allah'ın indirdiği ile kim hükmetmezse onlar kâfirlerdir. Allahütealâ Secde-24'e göre ferdî bazda hidayeti, Yunus 47'ye göre toplumsal bazda adaleti yerine getirmek görevini Resullere vermiştir.

32/SECDE-24: Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).                                                                                                                   Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık, sabır sahibi oldukları ve ayetlerimize (Hakk'ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.

10/YÛNUS-47: Ve likulli ummetin resûl(resûlun), feizâ câe resûluhum kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlamûn(yuzlamûne).                                                                                                                                                                          Her ümmetin bir Resulü vardır. Onlara, Resulleri geldiği zaman onların aralarında adaletle hükmolundu. Onlara zulmedilmez.

 

HZ. İSA’NIN DİNİ İSEVİLİK TESLİM DİNİDİR;

5/MÂİDE-111: Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).
Ve havarilere; "Bana ve Resul'üme îmân edin." diye vahyettiğim zaman, onlar da "Îmân ettik ve bizim (Hakk'a) teslim olduğumuza şahid ol." demişlerdi.

          Allahütealâ'nın buradaki îmân kelimesinden muradı Allah'ın Resulüne ve Allah'a teslim olmaktır. Bütün havariler Allah'a teslim olmuşlardır. Hangi peygamber söz konusu olursa o ve ona tâbî olanlar mutlaka Allah'a teslim olmuşlardır. Teslim müessesesi bütün boyutlarıyla her zaman mevcuttur.

          Allahütealâ'nın en alt seviyede daimî zikre ulaşanlarla perde arkasından konuştuğunu Şura Suresinin 51. ayet-i kerimesi bildiriyor.

42/ŞÛRÂ-51: Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun).                                                                                                                                Allah'ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye Resul (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.

          Allahütealâ'nın doğrudan vahyettiği kişiler dünya hayatında Allahütealâ'nın Zat'ını görenlerdir. Aynı ayet-i kerimede henüz doğrudan Allahütealâ'dan vahiy alabilecek bir kalp yapısına sahip olmayanlara Resul vasıtasıyla vahyedildiği ifade edilmektedir.

3/ÂLİ İMRÂN-52: Fe lemmâ ehassa îsâ min humul kufre kâle men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), âmennâ billâh(billâhi), veşhed bi ennâ muslimûn(muslimûne). 
Fakat İsa, onlardan inkâr hissedince “Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?” dedi. Havariler: “Biz Allah'ın yardımcılarıyız, Allah'a îman ettik (ruhumuzu ölmeden önce Allah'a ulaştırmayı diledik) ve bizim (Allah'a) teslim olduğumuza şahit ol.” dediler.

         Hz. Musa zamanında Hz. Musa ve ona tâbî olanlar, Hz. İsa zamanında Hz. İsa ve ona tâbî olanların hepsi, Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanında Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve ona tâbî olanlar? (sahâbe) hepsi Allah'a teslim olmuşlardır. Bütün sahâbenin Allah'a teslim-i küllîyle teslim olmuşlardır. Hepsi ruhlarını da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah'a teslim etmişlerdir:

2/BAKARA-136: Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).                                                                                                                                                                                               Deyin ki: “Biz Allah'a, bize indirilenlere, İbrâhîm (as.)'a, İsmail (as.)'a, İshak (as.)'a, Yâkub (as.) ve torunlarına indirilenlere, Musa (as.) ve İsa (as.)'ya verilenlere ve (diğer) Nebîlere, Rab'leri tarafından verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onların arasından hiçbirini ayırmayız (fark gözetmeyiz). Ve biz, O'na teslim olanlarız.”

         Öyleyse sadece tek bir Allah'a teslim olma dîni vardır. Arapça ismi İslâm'dır. İkinci dİn hiç olmamıştır. 28 basamakta tamamlanan vetire, bütün peygamberlerde ve onlara tâbî olanlarda gerçekleşmiş, hepsi Allah'a teslim olmuşlardır.

 

İSLAM DİNİ TESLİM DİNİDİR;

22/HACC-78: Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).
Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)'ın dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” (Allah'a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur'ân-ı Kerim'de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah'a sarılın (Allah'ın Zat'ında yok olun). O, sizin Mevlâ'nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve ne güzel yardımcı.

          Kişi, ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah'a teslim ederek, hakkıyla nefsi ile cihad eder. Hakkıyla cihad etmek, 7 safhada 4 teslim oluşturmaktır. Kişi:

  • Allah'a ulaşmayı dilediğinde, 1. safha (3. basamak),
  • İrşad makamına ulaşarak, tâbiiyetini gerçekleştirdiğinde, 2. safha (14. basamak),
  • Ruhu vücudundan ayrılarak Allah'a ulaştığında, 3. safha, 1. teslim (21. basamak),
  • Fizik vücudunu muhsin kılıp Allah'a teslim ettiğinde 4. safha, 2. teslim (25. basamak),
  • Daimî zikre ulaşıp nefsini Allah'a teslim ettiğinde, 5. safha, 3. teslim (26. basamak),
  • İrşad (muhlis) olduğunda 6. safha, (27. basamak)
  • İradesini Allah'a teslim ettiğinde 7. safha ve 4. teslim (28. basamak) gerçekleşir ve teslimler tamamlanır.
  •           Allah'ın yolunda olanlar, tâbî olanlar, hepsi 2. basamakta seçilmişlerdir.

              Kim Allah'a ulaşmayı dilerse Allahütealâ onu hiçbir zorluğa uğratmadan mutlaka Kendisine ulaştırır. O kişi böylece 21. basamakta 3. kat cennetle dünya saadetinin yarısını kazanır.

              Hz. İbrahim'in hanif dîni, İslâm dînidir. O, Hristiyanların da Musevilerin de Yahudilerin de dînidir. Başka din hiç olmamıştır. Âdem (A.S)'dan Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e kadar hep o tek din yürümüştür. Hz. İbrahim zamanında da bütün peygamberler zamanında da Allahütealâ "Müslüman" adını kullanmaktadır. Müslümanlar, Allah'a teslim olanlardır. Öyleyse Müslüman; Allah'a ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini teslim edenlerdir.

              “Hac-78 Kur'an’ı Kerim'de çok önemli bir kilometre taşıdır. Bütün dinlerin Allah'a teslimden ibaret olduğunu çok açık bir şekilde ifade etmektedir.

    2/BAKARA-131: İz kâle lehû rabbuhû eslim kâle eslemtu li rabbil âlemîn(âlemîne).
    Rabbi ona: “Teslim ol!” dediği zaman “Ben, âlemlerin Rabbine teslim oldum.” Dedi

              "Âlemlerin Rabbine teslim oldum."

              Hz. İbrahim, emr âleminin Rabbi olan Allah'a ruhunu; zahirî âlemin Rabbi olan Allah'a fizik vücudunu; berzah âleminin Rabbi olan Allah'a nefsini ve ilâhî ve küllî iradenin sahibi olan Allah'a iradesini teslim ederek teslim-i küllî ile teslim olmuştur.

              Ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini kim Allah'a teslim etmişse onların hepsi teslim-i küllî ile teslim olmuşlardır. Bütün peygamberler, bütün Resuller Allah'a teslim-i küllî ile teslim olmuşlardır. Teslim-i küllî standartlarında ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimi vardır. Hz. İbrahim de bütün peygamberler de yaşadıkları süre içerisinde tasarruftaydı.

    2/BAKARA-132: Ve vassâ bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).
    Ve, İbrahim (a.s) onu (Allah'a teslim olmayı) kendi oğullarına vasiyet etti. Ve Yâkub (a.s) da: “Ey oğullarım! Muhakkak ki Allah, bu dîni sizin için seçti. Artık siz, Allah'a teslim olmadan ölmeyin.” diye (vasiyet etti)..

             Allah'a teslim olmak 3. basamakta başlar 28. basamağın 5. kademesinde teslimler zinciri ile sona erer. Allah'ın insanı ulaştırmak istediği hedef, talebin sahibi olmak ve Allah'a ulaşmayı dilemektir. Allah'a ulaşmayı dilemekle 2. basamak aşılır. Bu dilek, kalpte belirdiği an Allahütealâ onu işitir, bilir ve görür (3. basamak). Derhal rahîm esmasıyla tecelliye başlar.

  • teslim: Ruhun teslimi-22. basamak
  • teslim: Fizik vücudun teslimi-25. basamak
  • teslim: Nefsin teslimi-27. basamak
  • teslim: İradenin teslimi-28 basamak / 5. kademe
  •           Allah'a yapılan 4 teslim bir bütün olarak gerçekleştirilince gerçek anlamda Allah'a "kul" olunur. İrade de Allah'a teslim olunca Allah'ın Zat'ı görülür. Burası Allah'a ulaştıran yolun sonudur.

              28. basamağın 7. ve son kademesi sadece devrin imamına aittir: Tasarrufta olmak.

     

    Allah razı olsun.

    Burhan AKSU

     

     

     

     

     

    ( Şu An Musevilerden De, İsevilerden De (Hristiyanlar) Da, Müslümanlardan Da başlıklı yazı mihrimah tarafından 14.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
    Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
     

    EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

    EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

    EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu