"Kötü söz söyleme sanatı" diye de bir sanat var sanırım. Bazı insanlar bu konuda ne kadar tecrübeli, şaşmamak...daha kötüsü inanmamak mümkün değil. İşini öyle rahat yokuşa sürüyor, rüyanı o kadar rahat kötüye yoruyor, psikolojik bir sorununu o kadar kolay manik depresif hale getiriyorlar ki inanmamak büyüklük, olgunluk hatta konfüçyusluk gerektiriyor.
Tabi nerde bizde o hasletler! Rüyanda ki börtü böcekler kötü akrabaların, falda ki yılan aynı görümcen olup çıkıyor bir anda. Israrla başlayıp "Allah canımı alsın,ölümü öp" lü devam eden "eşiğine bir daha ayak basarsam" la da biterek havada ki bütün oksijeni "hüüüp" diye çekip karbondioksit monoksit, metan cinsinden zehrini ortaya salan cümleler de var. "Oldu o zaman görüşmeyelim" desen olmaz, zorla eşiğine bastırsan da...al sana iki bilinmeyenli denklem mi desem, iki ucu.....ne desem!
Peki kötü söz söyleniyor da biz ne kadar güzel işitebiliyoruz? "Senin hakkında böyle böyle -en engereğinden sözler- konuşuyor" dendiğinde "aman canım bunlar boş sözler, devede kulak lakırdılar" mı diyoruz yoksa kulağımıza koca bir deve mi gelip oturuyor, itiraf edelim.