MEHMET NACARI KAYBETTİK
Ahmet AYAZ
Gaziantep Zafer Gazetesi 19 Mart 2019
………………………………………………………………….
MEHMET NACAR HAYATI
Oldukça çok eski dostum olan Mehmet
Nacar’ı, 15 Mart 2019 günü Kilisin
Yavuzlu Beldesinde ebedi yolculuğuna,
şair-yazar ve dostları ile yolcu ettik.
Mekanı Cennet olsun. Ebedi mekana göç
edenlere de, ben buradan rahmet diliyorum.
Ertuğrul, Abdurrahim, Bahaettin Karakoç başta olmak üzere, Rasim Köroğlu, Osman Öcal, Mustafa Ceylan,
Hasan Ulusoy, Mustafa Aslan ve çok değerli bir büyüğümüz Cemil Cahit GÜZELBEY gibi dost şairlerin
arkasından yazdığım gibi, kader bugün de üzülerek ve beni son kez ağlatan, şair
dostum Mehmet Nacar’ın arkasından yazmayı mecbur etti. Dost şairlerin
hepsine buradan sağlık ve afiyetler diliyorum.
Mehmet Demir Atmalı çok eski arkadaşlarımdan
birisidir. Ben Kolejtepe Mahallesinde Sosyal Hizmetler Lojmanında ikamet
ederken yukarıda televizyon tamir eden ve emekli öğretmen Mehmet Nacar var.
Onun ile tanış o da şiir yazıyor derdi. Ben de arkadaşımın bu
sözünü nazarı dikkate almazdım. Ankara Üniversitesine bağlık TÖMER’in
yayınladığı ALLEBEN Dergisinin yazı kurulundayken HABER Gazetesine de köşe
yazıları yazıyordum. Yıl 2000 Aralık ayının
sonuydu. Gazeteye gittim. Baktım ki birisi sessiz sedasız oturuyor.
Dedim adınız ne? Mehmet Nacar dedi. Şiir
yazar mısınız? Dedim, Evet yazarım dedi. Üzerinizde şiir var mı? Dedim, var dedi.
Bakabilir miyim dedim , yazmış olduğu İNCİ isimli şiiri bana takdim etti.. Ben
bu şiirini okuduktan sonra Alleben dergisinin yazı kuruluna sunarak, Alleben Dergisi Sayı 16 Sayfa 44 Yıl 2001 de yayımladım ve dostluğumuz böyle
başladı. Alleben Dergisinde yayımlanan şiiri eline ulaştıktan, tahminen 15-20
gün sonra beni telefonla aradı. Bir isteğiniz mi var dediğimde, “Sen değerli
bir arkadaşsın, seni ofisime bekliyorum, Seni kaybetmek istemiyorum” Dedi.
Yanına uğradım, çayını itçimde, daha
yakından tanıştık da, O’nun ile ilgili birkaç kısa anılarımı burada
anlatmak geldi içimden. Bir gün Nesrin
Özyaycı arkadaşımızın dersanesine yolum düştü. 2000 li yılların başı idi. O
zamanlarda bilgisayar internet çok az
kişilerde vardı. Nesrin Özyaycı’nın eşi internete
girmiş ve benim FERİDEM isimli şiirimi bulmuş. Şiiri okudu ve bana sordu “Senin
mi” diye. Ben de, benim ama, buraya kim atmış diye düşündüm ve sordum. Bir sevenin atmıştır dedi
Lütfü Ödemiş Bey. Sonra Nacara sordum. Hocam bu şiirimi antoloji coma sen mi attın diye. Sayın Ayaz
ben sadece FERİDE’m şiirini değil, birkaç şiirini attım antoloji coma diye cevap verdi. O zamanlar bilgisayarı da
yoktu. İnternet cafede sürdürüyordu çalışmalarını. Sonra ÂNTALYA” Şiirimi Rahmetli Mustafa
Ceylana yine kendisi göndermiş. Antalya şiirimi de, benim haberim olmadan
Mustafa Ceylan ANTALYA GÜLLÜK Dergisinin şiir yarışmasına katmış.
Bana bu şiir yarışmasında çok ciddi
bir jüri üyeleri, hece dalında
2. lik ödülünü vermişler. Ödül töreni davetlerine de Antalya’ya gidemedim. Plaketimi Sanatçı Emine Öksüzoğlu
ile bana elden göndermişlerdi. Bu plaket güzel bir anı olarak kitaplığımda saklı
duruyor.
Daha sonra Mehmet Nacar ile samimi ilişkimiz devam
etti.. Yurt içinde sayısız ve ciddi anlamda etkinliklere beraber davet edildik
ve beraber gittik. Sayısız ve unutulmaz anılarımızı
yazacak olursam bir kitap olur. İlk şiir
kitabının arka kapak yazısını da , benim yazmam için bana rica etmişti. Ben de
şeref ile yazdım. Son zamanlarda aramıza bir soğukluk girmişti. Ama benim kendisine
karşı bir yanlışım olmadı kanaatindeyim. Biri birimize atışmalar yazdık ama,
edebiyatımızda, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy ile Tevfik Fikret’in de aralarında olumsuz yazışmalar olmuştu. Sanat ortamında bu
gibi hal ve hareketler olur ve hoş
karşılanır diye düşünüyorum. Neyse,
Şimdi ben Mehmet Nacarın aşağıya öz geçmişini alıyorum.
Mehmet Nacar,
1946 yılında Kilis'in Yavuzlu beldesinde doğdu. Anadolu Üniversitesi AÖF,
Eğitim Önlisans mezunudur.. 1967 den, 1995 yılına kadar sırasıyla Adana, Ordu,
Kahramanmaraş, Tokat ve Gaziantep illerinde öğretmenlik yaparak, emekli oldu.
Halen Gaziantep ilinde gazetecilik yapmakta.İlk şiirleri 1961 yılında
yayınlanmaya başladı. 1967 de Kilis'te ''Zeytin Dalı'' dergisini tek sayı
olarak çıkarıp, kapattı. Otuz yıl sonra bu dergi Kilis Kültür Derneğince
yeniden hayata geçirildi ve halen yayındadır. Şiirleri Zeytin Dalı, Aykırısanat, Alleben, Merci
Dabık, Maki, İklim, Nida, Bizim Ece, Ayıntap, Merdiven, Ortanca, Mavi
dergilerinde, İstanbul Kilis Vakfı'nın Dünyada Kilis Bülteninde, Kent,
Hududeli, Haber, Flaş, Hedef, İleri, 25 Aralık, Güncel, Yenigün, Zafer, Doğuş,
Gaziantep 27 gazetelerinde yayınlandı.
Kiliste yayınlanan ''Kilisli Ünlüler'' ve Gaziantep'te Ahmet Ayaz’ın
hazırladığı ve Şahinbey Belediyesince yayınlanan ''Gaziantep’te Kültür, Sanat
ve Edebiyatta İz Bırakanlar'' adlı kitapta yer aldı.,
Gaziantepte 05 Ocak 2007 tarihinde, Vali Yardımcısı Gökhan Veli Kişioğlu
başkanlığında, Ahmet Ayaz, Tamer Abuşoğlu, Mehmet Ak, Fahri Anlaroğlu, Kemal
Polat, Ali Atalar ile birlikte, kısaltılmış
adı GASED olan, “Gaziantep Kültür, Sanat ve Edebiyat Derneği’
kuruldu ve sözü edilen isimler arasında Mehmet
Nacar da, yerini aldı. GASED Kemal Polat Başkanlığında hala yaşamını
sürdürmektedir. Mehmet Nacar 15 Mart
2019 tarihinde Kilisin Yavuzlu (Tilhabeş)
Beldesinde toprağa verildi. Mehmet Nacar sevda şairidir. Bir çok şiiri
bestelendi. Ben kültür sanat ve edebiyatımızın kıyısında, hiç artısı olmayan,
insan kılıklı yaratıklar görüyorum. Mehmet Nacar çok eski dostumdu. Kendisi ile
ikili ilişkimizde, eksileri vardı. Fakat, artıları da vardı. Son zamanlarda
öfke aklın önünde gidiyordu ve sinirlerine
hakim olamıyordu. Ben O’nun ic dünyasını
bilemem. Ben O’na hakkımı helal ediyorum
ve mekanı cennet olsun diyorum. O, beni
son kez ağlatan şair dostum. Yüce Allah’ım artık hiç birimizi ağlatmaz inşallah
diye dua ediyorum.
Şimdi aşağıya Ankara Üniversitesine bağlı
TÖMER’in yayın organı olan ALLEBEN
dergisinde yayımlattığım İNCİ başlıklı şiirini sizler ile paylaşmak üzere alıyorum. Sizler ile beraber de, okuyalım
diyorum.
İ
N C İ
İpek saçlarını omzun üstüne,
Dökerek yanıma gelme be İnci.
Uzun eteğinle ince belini,
Sıkarak yanıma gelme
be İnci.
…
Bağrıma basarım sabır taşını,
Bilirim feleğin kahpe işini,
İnci gibi parlak güzel dişini,
Gösterip yüzüme
gülme be İnci.
…
Yüzünü kıskanır, senin melekler,
Gözlerin derdime bin bir dert ekler.
Bil ki bu sevdalın yolunu bekler,
Böyle seyrek seyrek gelme
be İnci.
…
Birini sevmiştim, kuş oldu uçtu,
Biri de kapanmaz yaralar açtı.
Nicesi gönlümü
çaldı da kaçtı,
Sen de onlar gibi
olma be İnci..
Mehmet NACAR