M.NİHAT MALKOÇ
Zaman boşluğunda akıp giden zerreler
misaliyiz. Tutunacak bir dalımız da yok bu akışta. Bir koşturmacadır sürüp
gidiyor. Nice hakikatleri ıskalayarak basiretten uzak yaşayıp gidiyoruz. Günler
günleri, geceler geceleri kovalayıp duruyor peşi sıra. Ne çabuk geçti bir aylık
ramazan günleri… Şimdi elveda ya şehr-i ramazan demenin burukluğunu yaşıyoruz.
Rahmet ve bağışlanma ayı olan ramazanı geride bıraktığımız için üzülsek de
Hakk’a karşı kulluk vazifemizi yerine getirdiğimiz için seviniyoruz. Hüzünle
sevinç arasında farklı duygular yaşıyoruz bugünlerde. Rabbimiz oruç ibadetini
ifa ettiğimiz için bizi bayramla ödüllendiriyor. Ömrü olanlar için nice
ramazanlar gelip geçecektir zaman içerisinde. Fakat gelecek seneki ramazanda ve
bayramda bir kısım insanlar ömür sermayesini tamamlayacakları için aramızda ol(a)mayacaklar.
Onlar hoş bir seda bırakacaklar geride… Zaman değirmeni bir gün, onlar gibi
bizleri de çarklarında un ufak edip öğütecektir. Ahiret saadeti için hayata bu
bilinçle bakmalı ve kulluk vazifelerimizi ona göre yeniden tanzim etmeliyiz. Altın
kâsede bizlere sunulan vakti hayırlı eylemlerimizle sevaba döndürmeliyiz.
Gönüllerin İslam’la aydınlandığı ülkemizde bütün bayramlar
bir başka kutlanır. Fakat dinî bayramların yeri apayrıdır hayatımızda. Halk
uzun asırlardan beri ramazan ve kurban bayramlarını benimsemiş ve sevmiştir.
Gerçi millî bayramlar da milliyetçilik duygularımızın zirveye çıktığı zaman
dilimleridir. Fakat bunlar dinî bayramlarımız kadar halk katında benimsenmemiştir.
Dinî ve millî bayramları milletçe kenetlenmeye vesile kılmalıyız. Dört tarafı
şer güçlerle çevrili olan ülkemizin birlik ve beraberliğe her zaman çok
ihtiyacı vardır.
Ramazan ve kurban bayramlarında herkeste bir telaş ve
heyecan gözlenir. Çocuklar ve büyükler sabahın ilk ışıklarıyla yataklarından
kalkarak bayram namazını kılmak üzere evden ayrılıp caminin yolunu tutarlar.
Herkesin yüreği büyük bir sevgiyle ve heyecanla atar. Bayram sabahlarında hemen
herkes erkence kalkar sımsıcak yatağından… Büyükler bayram namazından
döndüğünde bayramlaşma faslı başlar uzun süre… El öpenler bir yandan da bayram
harçlığını indirirler ceplerine. Bunu bir karşılık değil, gönülden kopmuş bir hediye
olarak düşünmeliyiz. Bu gelenek uzun yılların kültürel birikiminin bugüne
yansımasıdır.
Bayramlar sadece dirilerin değil, ölülerin de hatırlandığı,
yâd edildiği müstesna zaman dilimleridir. Sabahleyin camilere koşan müminler
bayram namazını huşu ve huzur içerisinde kıldıktan sonra birbirleriyle
bayramlaşırlar. Yüreklerden yüreklere dostluk köprüleri kurulur. Bayramlaşmaya
gelenlere tatlılar, şekerler, türlü taamlar ikram edilir. Ailece kahvaltı
yapılır. Ölüler de unutulmaz. Dirilerden sonra ölüler ziyaret edilir.
Mezarlıklar vefalı insanlarla dolup taşar. Kur’an’ın nidası uhrevî bir atmosfer
oluşturur mezarlıklarda. Bazılarının gözünden hâlâ oluk oluk gözyaşları
süzülür. Onlar şehit aileleridir. Ciğerpareleri olan evlatları hain kurşunlara hedef
olmuştur. Onlar hayatlarını vererek bu güzel toprakları bizlere
kazandırmışlardır. Büyük şair Mehmet Akif’in deyimiyle onlara aguşunu açmış
peygamber. Aileler hem hüzünlü hem de gururludur bu yüzden. Fakat yaralı yüreğe
söz kâr etmez ki!...
Aslında
bayramlar zenginlerden çok, fakirlerin ve garibanların hakkıdır. Zenginler için
zaten diğer günler de bayram sevinciyle geçer. Bayramlar ekseriyetle neşeli
günlerdir. Fakat buna rağmen gizli bir hüzün var bayramlarda. Hele dostlarından
uzaklarda bayram geçirenler için bu hüzün ikiye, üçe katlanır. Kaybettiklerimiz
geçer gözlerimizin önünden. Boş kalan koltuklar acımızı katmerleştirir.
Gözlerimiz birilerini arar da beyhude yorulur. Ufuklarda bir gölge arar dalıp
giden ıslak gözlerimiz. Ufuklar da ketum davranır, saçıp dökmez sırlarını.
Giden gitmiştir ardına bakma fırsatı bile bulamadan. Şimdi çok uzaklarda Kerem’
dönüşür ayrılığın çarklarında ezilen yürekler… Âh ne zordur gurbette bayramlar…
Sahi dünya da bir gurbet değil mi ya!... Sözlerimi Alvarlı Muhammed Lütfi Efe Hazretleri’nin
bir dizesiyle tamamlıyorum: “Mevla bizi affede / Bayram o bayram olur / Cürm-ü
hatalar gide / Gör ne güzel ıyd olur...” Türk-İslam âleminin bayramı mübarek
olsun. Nice bayramlara sağlıkla!...