Sus dokunma kalsın. Bin bir özne biriksin içimde kanayan kimsesiz özlemlerinle Bırak şimdi umutlarımı gömdüğün yerde kanasın. Başka mevsimlerde başka takvimlerde bir gün sende ağlarsın. Gün gelir sızlarsın sende yokluğuma
Sus dokunma kalsın Gelemeyeceğin uzaklara sürgünmüşüm zaten Sende bırak yedi iklim kaçağı bir deli sevdalı kadın de geçsin gitsin. Ben hiç parmağında bir ömür müebbet taşıyanla sevişmedim ki Şimdi hadi kes infazımı yeniden kes en ağırını sevdamın bedelinin. Kaç hasret yakayım yokluğuna tükenirken? Kaç şiir yansın daha yüreğim sana kanarken kağıt kesiği?
Sus dokunma kalsın Beni kavurduğun vurgunlarda zincirden halkalarım vardı. Kopardın sanıyordun kopardın giderken hepsini Oysa bak hala yarısı boğazımda Kim koparabilir ki seni içimden kim? Yüreğimde kazılısın sen kim kalbimi sökmeden alabilir seni?
Sus dokunma kalsın Sen beni tüm gizlediklerinde kaybetmişsin zaten Tüm sustuklarında kirletmişsin yarınlarımı Olmaktan en korktuğum yerlere atmışsın. Sen pembe düşlerimi öldürmüşsün önce Sonra en yaralı yerimden sol yanımdan vurmuşsun. Sen kendi göğsümde ağlatmayı öğretmişsin evvela bana Ölüp ölüp dirilmeyi öğretmişsin uzaklarında Tüm deli sevişmelerimizin iniltilerine kulak tıkamayı öğretmişsin.
Sus dokunma kalsın Hiç bir şehir ve adsız prangalara tutuklu bıraktığın sızılı ırmaklarımla Gelmediğin her güne bir asır sakladım özlemle beklerken ben Ertelenmiş tüm düşlerin mevsimlerinde bak bir şarkı ağlıyor. Mülteci bir gecede bir ölüm fısıltısıyım artık Öyle ağır ki bir keşkenin sızısı ciğerimde
Sus dokunma kalsın Gecelerim kayıp ellerimde aynı rüyaları görüyorken biz Buz tutan ufuklarım uzaklarımda kar yağıyor düşlerime Bir uğurlama ömrümde güz sancılarına yanan aşkımla Kör dehlizlerde tükenen karanlıklarında çıkmazım. Emanet bir bıçak mı vuracaktı ömrümü? Sade bir matem mi tutup sızlamalıydım yoksa ayrıldık işte deyip
Sus dokunma kalsın Adını yazıp buğulu camlarıma Gece ayazlarında yazdım seni üşütürken sen sevdamı Defalarca tenini okşar gibi gezdirdim ellerimi soğuk camlarda Yinede buz tutarken parmaklarım silinmesin diye adın penceremden Defalarca geçtim harflerinin üzerinden Kayarken parmaklarım harf harf seviştim senle Sen hiç sürdün mü nefesini? Cama vuran çiğ tanelerine ismim orda üşümesin diye?
Sus dokunma kalsın Sabırları kundaklayıp yüreğinde ki kabirlerde inlerken uyuttum ben aşkımı Kefenleri giyerken pusu duran bir ayrılık da ölümüne direndim. Ve ihanetlerinin bıçağının vurduğu en derinlerinde ölen bir kelebeğin koynunda Sakladım ben bakmaya kıyamadığım bir resmi
Sus dokunma ne olur kalsın. Kanatlarımı çıkardım sonsuzlukta yanarken yokluğunun acısında Nefes almaya çalışırken ölümleri içtim. Sakın dokunma soluksuz kangren bir yarayla kaç nefesim kaldı ki? Sızlayan sol yanında taşımaya çalıştığım bu sevdayla bırak kanasın. Sakın dokunma sus... YASEMİN CANAN
( Sus Ne Olur Dokunma Kalsın başlıklı yazı yasemin-cana tarafından 23.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.