…Ahmet Kabaklı’ya rahmet
ve minnetle…
Medeniyet
beşiği, Göllübağ’ın gülüydün
Hakikati
haykıran İslâm’ın bülbülüydün
Kalem
efendisiydin, medeniyet âşığı
Kalpleri
aydınlattı irfanının ışığı
Hakikat
davasında konuşturdun kalemi
İlim
deryalarında gezdin cümle âlemi
Elif
gibi yaşadın; ömür nehrinde aktın
Sonsuzluğa
göçerken onca eser bıraktın
Engin
fikirlerinden kendimize pay aldık
Ruhumuzu
besledik, “Gün Işığında” kaldık
Edebiyatımızı
didik didik edendin
Mütebessim
bir yüzle Yaradan’a gidendin
Cehalet
savaşında yılmaz alperendin sen!...
Hakikat
bahçesinden gonca gül derendin sen!...
En
güzel pusulandı yüreğindeki iman
Onurlu
duruşuna şahittir kadim zaman
İri
ve diri durdun, vav gibi bükülmedin
Cehalete
direndin, pes edip çekilmedin
Sözün
kulağa küpe, çıkmıyoruz sözünden
Kutlu
bir iz bıraktın, yürüyoruz izinden
Son
nefesine kadar susmadın, konuştun sen!...
Gönül
göklerimizde kanat çırpan kuştun sen!...
Şeyhülmuharririndin,
kalemlerin hasıydın
Gözlerden
akan yaştın, yüreklerin yasıydın
Kara
kış ortasında dalından düştü yaprak
Sonsuzluk
yolcusunu bağrına bastı toprak
Ömrünün
zevalinde Hakk’a doğru yol aldın
Terk-i
dünya eyledin, bizi dertlere saldın
Giden
şanlı akıncı bir daha dönmeyecek…
Basiret
nazarının ışığı sönmeyecek…
M. NİHAT MALKOÇ