Anadolu’muzun şirin diyarı
Mâziden âtîye akarsın Burdur!...
Gönül peteğinde çalışkan arı
Yarına umutla bakarsın Burdur!...
Göl mavi suyunu geri çekeli
Hüzünlendi şehir, büküldü beli
Biraz Akdenizli, biraz Egeli…
Gönül göklerinde çakarsın Burdur!...
‘Cennet buradadır’ demiş erenler
Muhabbet bağından sohbet derenler
Bağrına basmıştır seni yârenler
Vicdanların süsü, vakarsın Burdur!...
Sagalassos, aşkın gözde şehridir
Torosların kadim, özde şehridir
İmparatorların izde şehridir
Mâziyi peşine takarsın Burdur!...
Toros Dağları’nın eşiğisin sen
Medeniyetlerin beşiğisin sen
Kör karanlıkların ışığısın sen
Gönlümü hasretle yakarsın Burdur!...
Saat kulesinde akmakta zaman
Uzağa düşeni yakmakta zaman
Bugüne geldikçe kokmakta zaman
İçimde büyüyen efkârsın Burdur!...
İnsuyu’nu gören düşer hayrete
Çalışkan insanın gelir gayrete
Sevdayla bağlısın asil millete
Engelleri bir bir yıkarsın Burdur!...
Göller Yöresinde bol verir bağlar
Müzende saklıdır aydınlık çağlar
Uzağına düşen, hicrandan ağlar
Gurbete düşeni sıkarsın Burdur!...
Tabiatın cömert olduğu ilsin
Sevgiyi, dostluğu haykıran dilsin
Bizim kalacaksın, dost düşman bilsin
Zulmün bileğini bükersin Burdur!...
Yanık bir ezgisin sazın telinde
Her mevsim güzelsin Toros elinde
Güneş dile gelir Salda Gölü’nde
Kör karanlıkları sökersin Burdur!...
M. NİHAT MALKOÇ