YALELLER
Bırakın yaleller sıkmayın beni
Sıkıp da öfkemi dökmen meydana
Gizimi tufana sarmalar iken
İpimi pazara sermen yaleller
Öfkem zincirlemiş adım atamam
Tufanım virane eylemiş beni
Mahşeri önceden görmek bu olsa
İçimi dışıma vurman yaleller
Gözyaşım tükenmiş bitmiş safahat
Muradım tutkumu çalmış toprağa
Muhtıra zihnime bilirim elbet
Bildiğim şamarı atman yaleller
Kaderim demedim açıktır gözüm
Sözümü dilime dolayan özüm
Verecek hesabım kalmadı artık
Bırakın, darlandım, sorman yaleller
İhanetim ateşe, toprağa, suya
Hepsine inat olsa sanrıya
Günahım yazılmış kâtibin ile
Tamu tehdidine varman yaleller
Kulağım tıkanmış gözlerim âma
Karanlık olmuş
sanki umurumda
Parlayan güneşe heves etmezken
Beyhude yıldızı vermen yaleller
Kabulüm değildir hatrımda dünüm
İnkârı bilerek almam koynuma
Kalubela bühtan, inancım değil
Döneklik diyerek çatman yaleller
Ruhumla bedenim kördüğüm olmuş
Tahayyül sınırım bir kulaç umut
Umuda davayı çoktan açmışken
Mahkum yine ben mi, hakim yaleller
Ölüme hasreti hiç duymadım ki
Hiçliği varlığa yordum sadece
Bir nebze soluğa hasret kalmışken
İlmiği boynuma vurman yaleller
Kudreti kaleme emanet edip
Dünyamı zindana çeviren zatım
Elveda demeden, öfkem boğmadan
Bırakın, def olup gidin yaleller
Yaleller, off dedim! İçim yanıyor
Neden mazim çoktan yok olup gitmiş
Ufukta gelecek görünmez sensiz
Yolculuk olur mu yolsuz yaleller
Seferim molada gün teslim ana
Şafağım uykuda gecem hep âma
Asırlık çınarlar tam bir muamma
Gözünü kaçırıp şaşma yaleller
Ölüm biraz uzak biraz yakınken
Kefene girmeye dünden razıyım
Doğuşlar kayıptır en baştan belli
Bu döğüş mahşerde biter yaleller!