---“Uy,
haçen, da, gaybana!”---
Notlar toparlandı, evlere kapanıldı!
Adıyamanlı!
Birinci kattaki evinde iki arkadaşıyla kalıyordu.
Ev arkadaşları, ders çalışmak için erkenden çıkmıştı. O da, hemşirelik okuyan Rizeli arkadaşını çağırdı.
Rizeli' nin de
sınavları vardı ama uygulamadan not alacaktı: Serum takma, iğne yapma, tansiyon
ölçme ve mabattan kan alma! Yüz puan üzerinden değerlendirilecekti.
Bir 'kobay' a
ihtiyacı vardı.
Adıyamanlı, işi
düşünce kobaylığı kabul etti.
Adıyamanlı:
"Birazdan gelirler. Dersine çalıştın değil mi?"
Rizeli:
"Merak etme! Öyle bir oynayacağım ki; beni tiyatro grubundan döve döve atan kıvırcık hoca, sahnelere tövbe edecek!"
"Çalıştım
diyorsun da halâ 'İstanbul Türkçesi' ile konuşuyorsun! Hani 'uy' hani 'haçen,
da'! Hani 'gaybana'; 'uşağım' a ne oldu?"
"Hepsi aklımda!
Sen sözünü unutma yeter."
"Sözüm söz!
Akşam bol bol pekmez içtim. İstesen de kan kaybından ölmem!"
Kapı çaldı!
Adıyamanlı:
"Geldiler!"
Rizeli:
"Sakin ol! Evde nasılsan öyle davran."
"Derdimizde bu
zaten! Eve geldiler."
"Onlar değildir
belki, delikten bak!"
"Bilgisayarın
başına geç. Onlar ise işaret verince videoyu hemen başlatırsın. Hoparlörün
sesini aç!" Rizeli, sandalyeyi çekip oturdu. Hoparlörün sesini açtı.
Farenin okunu videonun 'oynat' kısmına getirdi.
Adıyamanlı kapıya
yöneldi. Delikten baktı. Tahmini doğru çıkmıştı. Sınıftakiler kapıdaydı! Rizeli
işaretle birlikte videoyu başlattı.
'Tak, tak, tak!
Hıırrrrr! Güm, güm, güm!'
Adıyamanlı kapıyı
açtı:
"Oo, gençler!
Hoş geldiniz."
Hataylı:
"Hoş bulduk!"
Adanalı:
"Ders çalışmaya geldik!"
Adıyamanlı:
"Ah, canım! Keşke daha önce söyleseydiniz. Ev sahibi eve tadilât yaptırıyor. Hiç müsait değilim!"
Rizeli:
"Hiltiyi nereye koydunuz? Uy, haçen, da, gaybana!"
Adıyamanlı:
"Parkelerin yanında usta?"
Rizeli:
"Hilti burayadur! Buldum oni; uy, haçen!"
'İnşaat sesleri' nin
çıktığı videoya reklam girdi!
"Artık cepten kredi çekmek çok kolay! T.C.' nizi ve çekeceğiniz miktarı yazın, 4333' e gönderin!" Rizeli, aceleyle videoyu başa sardı.
Antalyalı:
"O neydi?"
Adıyamanlı:
"Ne neydi?"
Antalyalı:
"İçeriden 'İstanbul Türkçesi' geliyor!"
Adanalı:
"Ben de duydum gardaş! 'Kredi' dedi! 'T.C.' dedi 'çekmek' dedi!"
Adıyamanlı:
"Ha o mu, ustanın oğlu! Babasına yardım ediyor. Türkçe Öğretmenliği' ni bitirmiş. Bankanın sınavlarına çalışıyor!"
Hataylı:
"Türkçe Öğretmeni bankacı mı?"
Adıyamanlı:
"Kimin nereden ekmek yiyeceği belli olmuyor!"
Rizeli:
"Bizim yemekler nereyedur uşağum, uy, haçen?"
Adıyamanlı:
"Söyledim usta! Gelir birazdan."
Antalyalı:
"Burada çalışamayacağız belli. Diğer çocukları dolaşalım bari!"
Adıyamanlı:
"Öyle yapın bari!"
Çocukların merdivenden indiğine emin olunca kapıyı kapattı.
Rizeli:
"Gittiler mi uşağum?"
Adıyamanlı:
"Gittiler, gittiler! Az kalsın dalıyorlardı içeri!"
"Senin işini hâllettiğimize göre sıra benimkinde!"
"Elin hafiftir inşallah?"
"Merak etme! Ellerimi akşamdan suya yatırdım. Yalnız, konular biraz karışık. Çok tekrar yapmamız lâzım!"
Birlikte yan odaya
geçtiler.
-SON-