Kapılar kapandıkça, karanlığa tutuldum,
Merhametin ucundan, ruhuma
nazar bırak.
Umutlar tükendikçe, sandım ki unutuldum,
Fazla bir şey istemem, her şeyden azar bırak.
Kudretinin önünde, edep der arşı azam,
Böylesini görmedi, hasretle bekler nizam,
Kulluğa doğru olsun, eğri durmasın hizam,
Ruhumu himmetine, çağlayıp sızar bırak.
Soranlara söyleriz, hak yolu adresimiz,
Adını ana ana, şad olsun nefesimiz,
Ahvalim kurbanındır, tükenir
hevesimiz,
Yoğurup şekillendir, dem tutsam ihzar bırak.
Desem ki gündüz vakti ama hep akşamdayız,
Hepimiz tarifi zor, sır dolu yaşamdayız,
Bilmenin cahiliyim, bir çözümsüz gamdayız,
Şu dünyanın yüküne, ruhumu bizar bırak.
Senin rızan gerektir, bize lazım gökçek bu,
Tartılır ettiklerim, hak terazi ölçek bu,
Elbet fani dünyadan, göçeceğiz gerçek bu,
Çürüyüp yitmediğim, toprakta mezar bırak.
Ya ilahi her yanı, kuşatmışken kudretin,
Elbette hesabını, yapacağız ahretin,
Vuslatına talibim, ikram buyur suretin,
Kabul et rahmetinle, Ademi mahzar bırak…
Adem Efiloğlu
Mahzar: Yüksek makam ve mevkide bulunan bir zâtın yanı, katı,
önü, huzur yeri,
İhzar: Hazır duruma getirme, hazır etme, hazırlama.
Bizar: Bezmiş, usanmış. Bıkmış. Bıkmış, usanmış
Gökçek; Güzel