YAVUZ
SULTAN SELİM’İN SIRRI
Türkiye, ne zaman askeri bir operasyon düzenlese,
televizyon ekranlarına çıkan emekli askerler, stratejistler ve uzmanlık alanları
olsun veya olmasın bazı gazeteciler, ellerinde çubuklarla harita başına geçerek
Ordumuz tarafından yürütülen harekatlarla ilgili bilgileri izleyicilerle
paylaşmaktadır. Bu katılımcıların geçmişteki mesleki tecrübelerine saygı
duymakla birlikte harekatla ilgili verdikleri bilgilerin TV ekranlarında ulu
orta tartışılması, milli menfaatlerimiz ve askeri hassasiyetler açısından son derece
sakıncalıdır.
Ermenilerin işgal ettiği Dağlık Karabağ’da kardeş
devlet Azerbaycan’ın son derece başarılı bir şekilde yürüttüğü askeri operasyonlar
bağlamında ekranlara çıkan kişilerin bu hususta kendilerini sağduyu ile ifade
etmeleri gerekir.
Türkiye Cumhuriyet Devleti, “Tek Millet iki Devlet”
anlayışı çerçevesinde Azerbaycan kardeşlerimizin her zaman yanında olacaktır. Asılsız
iddiaları dile getirerek, düşmanın ekmeğine yağ sürmek kimsenin haddine
değildir
Üç kıtada hüküm sürmüş, düşmanı Çanakkale’den geçirmemiş,
Milli Mücadele’de yedi düvele karşı koymuş Tük Ordusu, üstün savaş tekniğini
televizyon ekranlarında değil sahada sergileme kabiliyetine sahiptir.
Yeri gelmişken Yavuz Sultan Selim ile sadrazamı
arasında yaşanan bir olayı aktarmakta fayda vardır.
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, ordunun sefere çıkması için ferman verir. Bunu öğrenen sadrazam, Yavuz’un huzuruna çıkar ve “Hünkarım, sefer buyurmuşsunuz, acep nereyedir” diye sorma cüretini gösterir.
Yavuz Sultan Selim, sadrazamına dönerek;
“ Sen sır tutmasını bilir misin ? ” der.
Sadrazam, “Bilirim Hünkarım” diye cevaplar.
Cihan Padişahı, sadrazama dönerek tarihe geçen kısa fakat oldukça anlamlı şu sözü söyler
“Ben de bilirim”
Sır sahibinin kölesidir, söylendiğine sahibi o sırrın
kölesi olur !
Her akşam televizyonlarda boy gösteren yorumcular Cihan Padişahı’nın bu
tutumundan örnek alsalar iyi olmaz mı ?
Yalçın ATAMER 6 Ekim 2020 Bergama