-Hey sen, geç bakayım sırana! Sen yaz bavulu değil misin, niye geçtin sıranın en önüne?-Abi rüyasında bir adaya düştü, yanına alacağı üç şeyi söyledi, ben de onları koydum bavula yetiştirmeye çalışıyorum..
-Manyak mısın oğlum, rüyayla bavul mu hazırlanır! Muhtemelen uyandığında hatırlamayacak bile, geç eski yerine. Kışlık sos bavulu, seni daha yeni kapatmadık mı, ne bu halin?
-Abi oğlan gizlice dadanmış, son beş kavanozun üçünü yedi, ikisini de tuzla buz etti. Şu halime bak, her tarafım salça reçel, kirden yapış yapış oldum ya!
-Ya hu biriniz de şu programlanmada yerinizi alın be!
-Abi!
-Söyle güz temizliği!
-Koltuklar ne zaman gelecek? Yoksa biliyorsun sıranın en başındaydım, bir de salon camının fitili kalkmış içeri rüzgar giriyor, unuttu gitti. Bir hatırlatsan programdan çıkacağım vallahi..
-O belli değil, üç gündür telefon açtırıyorum telefonlara da cevap vermiyorlar. Yarın bir dolandırılma sinyalleri göndereyim sağ lobuna, biraz temkinli olup peşine düşsün. Hey, sen! Küçük çanta, sen nereden çıktın?
-Ben kendi uydurduğu makarna sosuyum, malzemeleri tamamladı kafasına iyice yazdı, benim işim tamam..
-Hımm, lezzetli miymiş bir bakalım şu tarife; Beş domates, bir kaşık salça, soğan ve sarımsak püresi, parantez içinde kör kuyuların kuytularında saklı saltanat makamı parantezi kapa, bu ne şimdi?
-Abi ilham geldi o sırada arada onu da yazmış kafaya, mecburen o yazıyı da sahiplendim..
-Neyse bir kaşık köfte baharatı, yarım demet fesleğen, stabilize tek düze organize, ne biçim tarif bu, hiç bir şey anlamadım!
Abi onlar da hece ölçülü şiirinin son kıtası için..
-Yazdı mı şiiri?
-Yok daha yazmadı..
-Geç o zaman kaynak yapma, ne sos var ortada ne şiir!
-Abi yetiş, arka tarafta bir hareketlilik var! Bavullardan biri infilak etmek üzereymiş..
-Hangi bavul?
-İçine attıkları bavulu..
-Hadi ya, yapma kızım be! Daha yeni bilinç altına bir sürü mesaj yolladım atma içine bir şey, bu kadar derine dalma, patlayacaksan karşındakine patla diye diye kaç seanslık sinyal gönderdim.. Ama dinleyen kim, devreler yanmasa bari..
-Abi devrelerde ufak bir problem oldu zaten, şimdi de antimaddeye takmış kafayı paralel evren teorisine bağlamaya çalışırken devreler hafiften cızırdadı, neyse ki sol lobuna candy crush oyununu yolladım, ne zaman onu oynasa pamuk gibi oluyor hücreleri, stres falan kalmıyor, biz de o arada hemen lehim yaptık..
-Hişşt, sessiz olun! Bir şey düşünüyor.. Tamam sorun yok, şarkı söylüyormuş..
-Bütün sözleri yanlış söylüyor abi, devreler sapıtacak yine..
-Yok o devreleri seneler önce ters bağladım başa çıkamadığım için, istese de doğrusunu söyleyemez artık. O yüzden iddia ediyor ya garibim siz yanlış biliyorsunuz, söyleyen de yanlış söylüyor diye. Hepsi benim yüzümden!
-Boş ver abi üzülme, sen de O'nun iyiliği için yapıyorsun. Neyse, ben bir şey diyecektim sana.. Ben meslek bavuluyum ya hani, hiç kullanmıyor artık beni, lazım olunca da internetten bakıyor zaten. Tüm notlar, slaytlar, fotokopiler derken bayağı da yer kaplıyorum. Hani diyorum ufaktan ufaktan beni azat etsen de beynin şu kullanılmayan arka lobuna doğru yolculuğa çıksam mı artık?
-Doğru söylüyorsun, o konuda çalışan tek hücresi kalmamış, bugün bir ara hatırlat da geçiş iznini tamamlayayım..
-Gitmeden son bir şey sorsam, şu ana kadar hep çekindim sormaya. Sen de bizlerden birisin ama tüm yetkiler sana verilmiş, üstelik senin bavul içimiz de ki en ufağı, kusuruma bakmazsın sen ne bavulusun abi?
-Çocukluk..
-Ne, nasıl yani! Onun çoktan işi bitmedi mi? Asıl sana ihtiyacı yok ki..
-Nasıl olmaz! Bir insanın elinden çocukluğunu alırsan, saflığını, umutlarını, tüm yarınlarını almış olursun. Asıl o zaman diğer hücrelerle başa çıkamaz insan. Büyüdükçe sıkı sıkı tutmazsa o çocukluk, kayıp giderse, tüm doğruluğu, cesareti ve masumiyeti de kayar gider ömründen. Başına gelenlerle başa çıkmayı, her düştüğünde yeniden kalkmayı o çocuk ruh hatırlatıyor O'na..
-Doğru söylüyorsun abi, böyle duygulu duygulu konuşurken gizliden bir kaç sinyal yolladın, gözlerim buğulansa da, kaçmadı gözümden bilesin..
-Çocukluğa dair bir ilham yolladım. Şöyle güzeel bir şiir ziyafeti çeksek de bu gece hücrelerimiz muhabbetle demlense fena mı olur?
Aslıhan Savaş