1 Mektup-4
….babacığım , her ne kadar aklım ve duygularım zaman zaman depreşiyor ve oralarda sizlerin yanında istanbul’da atıyor olsa da,son günlerde dilime doladığım yöresel türkülerin dizeleri alışkanlık yaptı,Mardin’in taştan evleri/üst üstedir yerleri/meşhurdur güzelleri/ şen öter bülbülleri ../, şimdilik bu dörtlükle yetiniyorum can sıkıntılı yalnızlık saatlerimde mırıldanıyorum,biliyorum sesimi eleştirirdin,nasıl kargaların korkup havalandığı ,güneşin bulutlara saklandığı ,yıldızların ışığını kapattığı söylerdin de , yarıda bıraktırırdın şarkımı,ama sen yoksun şimdi yanımda içim rahat söylerken..))) buranın güzel yanık türküleri var onları da öğrenirim bu gidişle,her gün yeni bir şey öğreniyorum şehir hakkında ,kentin antik kalıntıları beklenmedik anlarda karşıma çıkıyor,taşlar dile gelir gibi üzerime üzerime yöneliyor adeta,insan kendisini bile unutuyor taş evlerin,taştan sarayların,cami,kilise,manastır ve medreselerin diz dize el ele oluşları karşısında, harika bir incelik doğrusu, medeniyetlerin kaynaşması olarak şahit olduğumuz örneklerden biri daha burada babacığım ,görmeyi her zaman arzuladığımız birlikteliği burada canlı olarak görmenin heyecanı memnuniyeti yetiyor insana,çok kültürlü ve inançların ve düşüncelerin barış içinde bir arada yaşaması demek ki zor değil ve pekala mümkün,istanbul’u feth eden komutanın yüksek medeniyet örneğinin bir benzerini burada görmekten ,bu şehirde yaşamaktan ne kadar memnun olduğumu anlatamam baba ,yani sana sık sık merak etme beni diyorsam gerçekten merak etme,burada sevgi,saygı ve hoşgörünün tüm güzellikleriyle karşılaşıyorum,bak bir şey anlatacağım ne dikkatimi çekti ,kapılar…evet evlerin kapıları ,bu topraklarda kurulan inanç ve kültürümüzün yüksek medeniyetimizin muhteşem nezaketini,zarifliğini bu kapıları yakından tanıyarak ta görmek mümkün,kapı üzerlerinde bir kalın tokmak,bir ince tokmak var,kalın tokmak vuruluyorsa gelen erkektir ve kapıyı erkek açar,ince tokmağa vuruluyorsa eğer, gelen kadındır ve kapıyı kadın açar,bunu dinlediğimde çok etkilendim kendi gelenek ve inanç değerlerimizle bir kez daha gurur duydum, bu arada iyi bir ev bulursam öğretmen evinden çıkıp geçeceğim ,her gün bakıyorum,bir çok alternatif var iyi bir ev olsun istiyorum şöyle bol güneşli balkonlu olsun istiyorum sen seversin balkonda çay içmeyi mustiii, burada evlerin imar inşa konumları da ilginç , her ev , güneş görecek şekilde yapılmış yani hiçbir ev diğerinin güneşini kesmiyor ne incelik ne güzel bir anlayış diyorum,bu arada adının şahmeran olduğunu öğrendiğim bazı resimler gördüm ,çok ilginç her şey burada musti senin de gelip bu anlattıklarımı görmeni isterim,efsane şehir gerçekten her bir taşın bir hikayesi var , ayrıca halkın arasında dolaştığınızda Arapça,Kürtçe,Türkçe ,İngilizce konuşmaları sıkça duymaktayım ,bu bile toplumun renkliliğini ve toplumsal sosyal özellikli zenginliğini anlatır,babacığım buraları anlatmaktan halini,hatırını soramadım inşaallah iyisindir,kendine iyi bak ben yokum diye beslenmeni ihmal etme,tabi en kaliteli besin-gıda maddelerini ben alıp getiriyordum tabi nedense hemen bitiyordu ,ama senin aldıkların sürünüyordu ..))) babacığım her şeyin iyi ve kaliteli olmasına dikkat et , tamam biliyorum büyük şehirde geçinmenin kolay iş olmadığını tasarruf ve ucuza kaçmanın avantajları olduğu bir gerçek ,ama sağlık ve iyi beslenme daha büyük bir gerçek,unutma ben bir sağlık dersi öğretmeniyim, demek dün akşam benim kupa ile hazır çorba içtin yani kestirmeden beş dakikada Beşiktaş yaptın , şey aslında o yaptığın ucuz çorba bir dakikalıktı di mi musti…ah musti ben sana kendine iyi bak şöyle mükellef bir ziyefet çektir kendine diyorum sen gidip “çabuk çorba” ile öğün savıyorsun,gözümden kaçmaz benim bak taa uzaklardan yakaladım seni…son sözüm bir daha ucuz beslenme yapma babacığım tamam mı ? bana yazarken lütfen beni ağlatacak ,duygulandıracak şekilde yazma ,yine beni duygulandırdın ve boğazıma çakıl taşları dizildi,2006 yılında benim için yazdığın şiiri göndermişsin,ah musti bunu yapma işte, aslında hem mutlu oldum çok sevindim hem gözyaşlarımı tutamadım ,ben de sana aynı şiiri gönderiyorum ,şiir yerinde dursun : KIZIM’a

sana kızdığım ve
“artık kızın yok..” dediğin gündü
hiçbir işimin rast gitmediği
şehrin bana dar geldiği
kendimden kaçtığım biriydim
durdum ve düşündüm
ve seni incitmiştim
bendeki derin kırılma tarifsizdi
aklımdan çıkmayan solgun yüzün
aklımdan hiç çıkmıyordu ki
dünyanın en kötü babası olmuştum
ben mahvolmuştum
yine bana sancılar
yine bana senden fotoğraflar
bakıp..bakıp ağlamaklar
akşam olsun
akşam bir olsun dedim,…ve sen gelince
dünyanın en iyi babası dediğin baba olacaktım
yine gelip ,
saçsız başıma dokunmanı bekleyeceğim
pisti pas geçen uçak gibi
kafamda uçacaktın
sivrisinek ısırması gibi
ellerimin üzerini cimciklemeni isteyeceğim
tam yazı yazmaya oturmuşken
klavyemin tuşlarına gelişigüzel basıp
yazımı bozsan da
evin içinde koşsan da
sevimli yaramazlıkların için
ardından bu kez bağırmayacağım söz,
sesimi çıkarmayacağım
başıma teğet geçen elinin
beklenmedik korkusuna söylenmeyeceğim
ve sana kızdığımda
“bir gün yok bileceksiniz..”
uzaklara gideceğim.." dediğin sözleri
hiç sevmemiş,hiç duymak istememiştim
gün boyu yeterince üzüleceğim
ve akşam olup sen gelince
ben hep seni izleyeceğim
seni gözleyeceğim evde
canım kahve isteyecek
“hadi kızım sütlü olsun bu kez..”
diyeceğim,veya senin içtiğin gibi yap
ve sen yapmaya başladığında
barışmış olacağız
çok mutlu edeceksin beni
kalbimi görmelisin
nasıl atıyor olacak
seni yeniden çok sevecek
kalbim hayat bulacak
seni üzmeyeceğim bir daha asla
güzel çillerini soldurmayacağım ...

Mustafa kaya
11.02.2006 / Üsküdar……baba şiir burada bitiyor ama beni de bitirdin yani,hani yüksek moral ve motivasyon düzeyinde olacaktı yazacakların, neyse güzel babam senden gelen başım üstüne,belki bu son mektubum olacak dört gün yazamayacağım sana beni merak etme,hadi bugünlük te bu kadar olsun seni Rabb’ime emanet ediyor hasretle ellerinden öpüyorum…


mustafa kaya
28.02.2015


NOT : Kendime yazdığım mektuplar serisi .
( Mektup-4 başlıklı yazı cirik tarafından 28.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.