Gözlerim
sabıkalı, yüreğim müzmin mahkum,
Esaret
ta ezelden, sezilmiyor Fikret Bey.
Hala
parmaklarımda, peşrevde bekler ruhum,
Gül
attığım kim varsa, üzülmüyor Fikret Bey.
Mesafeler
öteden, koştum geldim huzura,
Ömrüm
boyu bir vakit, konmamışım hazıra,
Benden
kaynaklı olay, gelmemiştir zuhura,
Belayı
istemezsen, yazılmıyor Fikret Bey.
Her
hakkı mahfuz bildim, saygıda kusur
etmem,
Toplasam
her yanımı, onda bir küsür etmem,
Bir
acizim köşemde, asi bir unsur etmem,
Dilim
küfre kilitli, çözülmüyor Fikret Bey.
Çoğaldı
dalkavuluk, başa çıktı ayaklar,
Kıymetli ağaç oldu,
şu bildiğin kavaklar,
Üretmeden
köşeyi, dönecekmiş aylaklar,
Karışmış
içimize, sezilmiyor Fikret Bey.
Geceler
karanlığı, suretiyle boğarken,
Sabahlar
uzletine, yalın kılıç doğarken,
Yağmur
bile toprağa, vefasızca yağarken,
Şu
ölmüş insanlıkla, kızılmıyor Fikret Bey.
Ne
zaman kirpiğimi, kapatsam şu zamana,
Zeval
gelir bilirim, göğsümdeki imana,
Elbet
sabretmek düşer, en şerefli insana,
Şeref
öyle tuvale, çizilmiyor Fikret Bey.
Unutmuşuz
Mehmet Bey, demeye utanırım,
Hak
getire insanlık, övmeye utanırım,
Şöyle
tövbe etmeden, ölmeye utanırım,
Çiğnemezsen
nefsini, ezilmiyor Fikret Bey.
Kalemim
sevgi dolu, sitenin güllerine,
Her
daim saygı duydum, aşk kokan ellerine,
Şöyle
güzel konuşan, o narin dillerine,
Alıştın
mı bir kere, bezilmiyor Fikret Bey.
Çatacak
kimse mi yok, Toy Musa, Kurşun Erol,
Nefesi
bir de Mihman, kolaydır dal kafa kol,
Amma
Adem deyince, bir titre ve hazır ol,
Öyle
şair sathıma, sızılmıyor Fikret Bey.
Ağır
olur astsolist, kalemi destan yazar,
Görürüm
herkes bizi, kıskanır hatta kızar,
Öyle
gelmem ben gaza, bu mevzu böyle uzar,
Şom ağızlar
şiirle, büzülmüyor Fikret Bey.
Adem
olup göğüsle, üstesinden gel her zorun,
Musibet
gelse bile, diyorum hayra yorun,
Her
yanımız badire, her yanımız bir sorun,
Memlekette
sefayla, gezilmiyor Fikret Bey.
Adem
Efiloğlu
Şom ağızlı: Her olayı kötüye yoran, sürekli olarak kötü, uğursuz şeylerden söz eden.