…..babacığım,yine bana hasret yine bana kurşunlar ,buna benzer bir şarkı mı vardı ne !! işte öyleyim ama sen yıpranma ,sana yorgunluklar olmasın,benim olsun esmer günler ,musti,duygulu yalnızlıklar yaşıyoruz ama dediğim gibi sen üzülme bana gelsin yalnızlık hüzünleri,bu sözlerime sen yine kızacaksın ,gelen ne varsa hepsi benim olsun kızım diyeceksin ve bana hiçbir şeyin isabet etmemesini dileyeceksin ,her zamanki gibi garip ve beklenmedik konular bulup “acaba”lar üreterek üzerimde varsayılan sıkıntıların izini süreceksin ,ah musti sen bir alemsin yaa..! hani hatırlıyor musun istanbul’a kayıt için geldik ,fakültenin öğrenci işlerinde öyle bir cümle kurdun ki ve kızını korumak adına saçmaladın ki : “..bu okulda erkek öğrenci var mı ..?”oradaki bay bayanlar şaka mı ? der gibi öyle baktılar ki sana ,nasıl mahcup olmuş yerin dibine geçmiştim şaşkınlık içinde sana bakıyordum ,sen yine usta toparlayışınla “..yani tam olarak kız erkek öğrenci sayısını merak açısından…” kem-küm demiştin de konu uzamadan kapanmıştı, mektubuma hüzünlü bir giriş yaptım diye kim bilir neler düşüneceksin ,hangi merak ve panik hallerinle varsayımlar icat edeceksin , babacığım ortada bir şey yok gayet normal durumlar , kendime geliyorum ayaklarım sağlam basıyor yere, senin dediğin gibi öğretmenliğimi bir sisteme oturtuyorum ve hayatı kolaylaştırıyorum ,yorulduğumdan fazla dinleniyorum ,hatta çok vaktim olduğundan duygu tellerime güzel düşler diziyorum ,bir gün gelecek diyorum yine ansızın anne babamın karşına çıkacağım, bir bakmışsınız gelmişim , geçen sefer gelişimin aynısını tekrar ediyoruz tüm aile bir sofra etrafında olmuşuz ve ertesi gün tüm arkadaşlarımı herkesi toplamışım başıma ,iki saatlik bir uçuş değil mi hepsi ? hoopp İstanbul ,eğer alışırsam korkarım bundan sonra sık sık bunu yaparım, ah neyse hayali bile güzel deyip geçeyim ,buralarda bahar havası erken başladı babacığım ,toprağın yeşili ağaçların çiçekli güzelliği ,havanın bulutsuz maviliği her şey insana moral veriyor sıkıntı yok ,soğuk yok , yağmur ,çamur, kar yok kısacası iklim itibari ile iyi yerdeyim , zaman zaman üzüldüğüm konu ,bu kusursuz bu muhteşem güzel yeryüzünü ,kalpsiz ve hoyratça harcayan insanoğlunun sorumsuzluğu ve üstüne beceriksiz yerel yönetimin sorumsuz duyarsız durumu , burada da aynı istanbul’da olduğu gibi bazı sivil toplum örgütleri var , işleri güçleri samimiyetsizce konuşmalar çıkışlar tahrikler kışkırtıcılık artık ne denmeli bilemiyorum , mesela çevreyi ve yeşili koruma adına çıkanların önce kendileri kirletiyor pisletiyor tahrip ediyorlar ve hiç utanmadan sıkılmadan çevreci ve yeşilci kesiliyorlar ya..! pes doğrusu , batılılar aynısını yapıyor nükleer silahlarla yeryüzünü cehenneme çeviriyorlar sonra çevreci örgütlenmelerle sözde kendi çirkinliklerine makyaj yapmış oluyorlar,içimizdeki sözcüleri taklitçileri de aynı , sokak olaylarında ağaç fidan çiçek adına ne varsa öfkelerini onlardan çıkarıyorlar ve aynı şahıslar çevreci örgütlerde boy gösteriyor , kuşatılmış azaplar içinde yaşmak denir buna , şu günümüzdeki çirkinlikler,insanın insanı yok etme hırsı,din ya da ulusal kaygılar ,en önemlisi sömürü ve emperyalist projelerle dünya ülkelerinin sınırlarını dizayn edenler , bu zalim-zorba zihniyetinde olanlar ülkeler ihraç ediyorlar , özellikle batı ve yahudi lobilerin ittifakları , ve arka plan cinayet şebekelerinin dünyamıza yaşattıkları son yıllarda şımarıkça hız kazandı , sanal kurulan ve islam ile hiç ilgisi olmayan finansmanı batı olan sözde islami terör örgütleri de islam ve müslümanlığın dünyada yürüyüşünü durdurmak için düşünülmüş projeler ve maalesef planlandığı gibi yürüyor ,doğru okunursa ,batı medeniyetinin arka yüzünün gerçeği daha iyi fark edilecektir, işte böyle musti her akşam haberleri dinleye dinleye seninle konuşmalarımız aklıma geliyor da ben de böyle düşünüyorum.., ister istemez dünya olaylarını yakın takibe alınca bir çok şeyi fark ediyor insan,neyse geçelim bunları ,biliyorsun dün boş günüm ve bugün tatil yarın boş günüm c.tesi pazar eklenince saydın mı musti kaç gün tatilcik yapıyorum..doğrusu bu kadarını da beklemiyordum ,bugün yarın misafirlerim var,çok sevdiğim candan dostlarım gelecek İstanbul’dan anneler ,babalar, gelinler belki bir minibüs güzel insanı ağırlayacağım, yukarıda saydığım tatil günlerime bakıp da yeteceğini zannetme su gibi geçecek zaman ve ben yine yapyalnız kalacağım evin geniş derin sayısız odalarında, canım babam senin dediğin gibi olacak burada üç yıl üç saniye gibi gelecek inşallah ,tamam merak etme bana dediklerini unutmuyorum resmi olan evrakların fotokopilerini çektim her nüshadan bir kopye var ve bir dosyada saklayacağım ,anlaşıldı babacığım,mektubuma burada son vereyim mi ,yapacak çok işim var misafirlerim için hazırlık yapmam lazım ...hadi Allah'a emanet ol,ellerinizden öpüyorum özellikle canım anneciğimin ellerinden öpüyor sımsıkı sarılıyorum , İstanbul'a yaz tatili gelmeden bir kez daha gelmek hayali ve heyecanı ile çok seviniyorum, telefonda sesimdeki grip hali geçecek tamaaammmm...! Allah’a emanet olun .



22.04.2015/ mardin
Mustafa kaya
( Mektup-22 başlıklı yazı cirik tarafından 17.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu