Ak ile karayı ayıramayan minik aklımla , kapı koluna uzanamayan ellerim , boğazımdaki yumrudan hallice kalbim ile seni sevmeyi denedim, yenildim. O söz geçiremediğim kalbime yaz mevsimini yaşattın şiir gözlerinle. Sen ki söylediğim , anlatamadığım cümlelerimi en iyi anlayan yakamozum. Bir şiirin öznesi şairin katili olur, kurtarırsın sandığım gözlerine düştüm , kendimi alamadım , bulamadım. Bu gece yüzünün her bir karesini , uzun parmaklarını, mayhoş gözlerini , üşüyen omuzlarını unutmak üzereyim. Bu sana söylediğim o beyaz yalanlardan değil, umarım kusuruma bakmazsın.
Gideceğin günü düşlüyorum, İzmir bana daha önce ne zaman bu kadar ağır gelmişti diye düşündürecek misin merak ediyorum. Ki ben doğup büyüdüğüm şehrin sokak köpeklerinin yanına kıvrılıp yatmaya bile razıyım. Ne denli bir acı yaratacak gidişin? Belki de senin yolunu gözlerken kanatacağım kalbim ve dizlerimin yardımına koşacak uzun boylu iri yarı o çocuk. Sen tanımaz bilmezsin. Zaten iyi insanlar sana hiçbir zaman iyi gelmemişlerdir. Ama bu konular onun ve benim aramızda. Senin gibi 'yaramızda' bırakmadı çoğu konuyu, kursağıma dizmedi sevgi sözcüklerimi , ben ağlarken gülmediği için boğazımdaki o yumru yoktu onun yanında. Sen artık benim ulaşılmazım değil, uğraşılmazımsın.