Rahatsızlık hissettiğim bir konuyu kişi hedef almadan ama kalbe dokunmayı umarak yazmak istiyorum, inşallah başarabilirim.

 Edebiyat; kişinin duygu ve düşüncelerini kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı ve sözlü olarak dile getirme sanatıdır. Yani edebiyatın sanatsal bir yönü olmak zorundadır. Aynı şekilde şiir de edebiyatın tüm bu genel tanımını bünyesinde barındırmakla birlikte, üstüne bir de dil, kafiye, imge gibi  ritimsel estetikleriyle daha da ön plana çıkan oldukça emekli bir çalışmanın ürünüdür. Sanat bu kadar mükemmel olunca yazdığımız şiirlerin hepsi bu mükemmelliği yakalayamıyor hatta belki yakınından bile geçemiyor ama fikrimce bu sanatı sevmek ve bu uğurda çaba harcamak yakaladığımızı düşündüğümüz mükemmeliyetçilikten çok daha eşsiz ve kıymetli. Bu anlamda kendim de dahil olmak üzere bu kıymetli evdeki her yüreği daima takdir ve tebrik ediyorum.

 Peki duygu deyince ilk aklımıza gelen nedir ve bir şair yüreklere hitap etmek istiyorsa hangi duyguyu ön planda tutması gerekir?
Elbette ki sevgi. Çünkü sevgi aktarıldıkça kıymet bulan ve çoğalan bir olgudur. Üstelik çok geniş bir yelpazesi var; kişiye, inanca, değere, doğaya, dünyaya.. istediğimiz gibi emek harcayıp, istediğimiz şekle getirerek bu duyguyu aktarmada hedefi, verilmek istenen mesajı kalben hissettirme de rakipsiz bir başarıya sahip. Ya nefret! sevginin tam zıttı olduğuna göre bu cümlenin tam tersini söylemek mümkün. Kısaca aktarılmak istenen mesajlar asla hedefine ulaşamaz, diyebilirim.
Elbette arada iç çekişlerimiz, serzenişlerimiz, kalp kırıklıklarımız olacak ama bu duyguların bile milletçe insanca bir ortak paydası olmadığı müddetçe asla hedefi de olamaz. Gerisi sadece şiire işkence, okuyana da eziyet. Üstelik kimsenin tanımadığı, sadece kişinin özelinde olan bir insana nefretini öfke ve beddualarla kusmanın değil şiirsel yönü, rutin yaşam standartlarında bile ne yeri var ne de karşılığı. Nefret ettiğiniz insanları, eşyaları, partileri, durumları  kendi hak ve özgürlüğünüz bünyesinde sessizce hem kendi hayatınızdan hem bizim hayatımızdan çıkarın ve sevdiklerinizi aktarmaya odaklanın. Tabi bu sevdiğinizin kendiniz olmaması koşuluyla. İnanın şahsi nefretle yazılan hiç bir şiirin yazının gözümde ve gönlümde zerre kıymeti yok, yazılan kişiye çok üzülmekten başka. 
 Kul hakkı yalnız malı gasp etmekle değil dil ile gasp etmekle de girilen bir haktır.
" Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa! bilemezsin, bilseydin ödün kopardı; dokunamazdın"
 Mevlana'nın sözüyle yazıma son verirken, başlığı da bu söze dayanarak attığımı ifade etmek isterim. Saygı ve selamlarımla.

( Haddimiz Değil başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 26.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu